Cumartesi günü yaygın basında son derece küçük bir haber vardı!
“Dünya” bölümünü içeren sayfalarda…
Haberin başlığı aynen şöyle; “Karamanlis ve Putin Az Kalsın Zehirleniyordu”
Karamanlis Yunanistan Başbakanı…
Putin, Rusya Devlet Başkanı…
Az kalsın zehirleniyordu, diye haberde işlenen mekan, Atina’nın en lüks restoranı Dionos…
Yani, Türkiye’nin ve özellikle Antalya turizm destinasyonunun bir numaralı rakiplerinden Yunanistan’ın en önemli turistik kentlerinden Atina’da geçiyor olay!
Haberin kaynağı Yunanistan basını.
Yunan medyasına göre liderlerin akşam saatlerinde Atina’nın en lüks restoranı Dionos’ta yemek yemeleri planlanmıştı. Sağlık Bakanlığı yetkilileri sabah saatlerinde bu restoranın mutfağında ve buzdolaplarında teftişlerde bulundu. Bu teftişte restoranın buzdolaplarında bozuk etler ve bozuk dondurulmuş börekler bulundu. Bozuk ve çürük bulunan etler arasında 23 kilo sığır eti, 40 kilo domuz eti, 36 kilo domuz pirzolası ve 5 kilo bozuk dondurulmuş börek bulundu…
Bu olay ülkemizde olsa ne olurdu?
Yaz sezonu öncesi turizm açısından büyük bir facia…
Peki bu haberi abarta-abarta yazarak geniş yer ayıran ülkeler hangileri olurdu?
Turizm açısından rakip ülkeler!
Peki bunu turizm açısından rakip olduğumuz ülkeler bir taktik olarak yıllardır yapmıyorlar mı? Yapıyorlar…
Bizim medya…
Sağduyulu ve kısasa kısas uygulamadığı için mi küçük bir köşe ayırıp geçiştiriyor?
Yorum sizin!
Yorum sizin diyorum çünkü, ben yaygın medyamızın bu ve buna benzer konularda sergilediği tutumu hayretler içinde izleyen bir yerel gazeteciyim!
En basit örneğini hala yaşamaktayız!
Şu İtalyan aygırı “Rocky”
Bildiğiniz gibi Sylvester Stallone Avusturyalı yazar Franz Werfel’in 1934 yılında kaleme aldığı ‘Musa Dağı’nda 40 Gün’ adlı romanını temel alan filmi beyazperdeye aktarmaya hazırlandığını açıklamıştı!
Bununla da yetinmeyen, tarih bilgisi başına aldığı yumruk darbeleri ile tepe taklak olan Rocky, “Siyaset zor bir konu. Türkler 85 yıldır bu konuyu öldürmeye çalışıyor. Yapacağım film, Mel Gibson’ın ‘Tutku: İsa’nın Çilesi’ adlı filmine gösterilen tepkiler, bu filme gösterileceklerin yanında az bile kalabilir” açıklamasında bulunmuştu!
Peki ya ne oldu?
Yeni Rocky filminin basın toplantısında bu ifadeleri kullanan aygıra, alkış tuttuk!
Medyamızda hala boy boy, Türkleri soykırımcı olarak nitelendiren bu adamın resimleri, yeni filminin reklamları yer alıyor!
Ermeni, Yahudi ya da Yunan lobisi bu durum karşısında ne yapardı?
Ben şu kadarını söyleyebilirim, en azından bizim yaygın basın kadar bu adamı afişe etmez, yeni filminin reklamlarına yer vermezdi!
Bizim toplumsal olaylara karşı sergilediğimiz dayanışma doğrusu çok enteresan!
Yunanistan’ın en önemli turizm merkezinde yaşanan olaylara küçük bir köşeden yer verir, kendi turizm kentlerimizde yaşanan olayları manşet yaparız!
Bir Amerikan film yıldızı, bizleri soykırımcı olarak itham eder, adamın filmlerini afiş afiş reklam ederiz!
Çok tuhaf!
Bu şeffaflık nereden geliyor?
Bizi nereye götürüyor?
Yanıtlar çok basit ama içine düştüğümüz durumun izahı zor olsa gerek!
Yazık!
***
Bugün Çamyuva Belediye Meclis üyesi Ali Yaman’dan telefon geldi!
Tanıtım konseyi ile ilgili yaptığım yorumda kendisi ile ilgili yazımı değerlendirdi.
“Ben hiçbir zaman Ağabeyim Zafer Yaman’ın arkasına sığınmadım! Belediye Meclis üyelerinden tanıtım komitesinde yer alan ve aynı zamanda GATAB meclis üyesi bir kişi istendi. Ben önerildim. Ağabeyimle siyaset yapmıyorum” dedi.
Ben o gün köşe yazdım da bir soru sormuştum.
Aynen şöyleydi; “Ali Yaman turizmcimiydi? Bu listede yer bulmasında Ak Parti İlçe Başkanı Zafer Yaman’ın kardeşi olmasının etkisi var mı? Olur mu? Kesinlikle yoktur!”
Doğrusunu yazmışım zaten!
Böyle bir ilişki olması mümkün değil…
19 Mart 2007