“Kemer’de konuşulacak başka konu mu yok?” diyerek her olayın üzerine gidilirse elde tartışmaya açılacak sorun kalmaz…
Demokrasiden bahsediyorsanız her türlü meselenin tartışmaya açılmasını da olgunlukla karşılamalısınız…
Kemer ve beldelerinin geleceğini masaya yatırırken GATAB’ın durumunu ele almadan, yada bu meseleyi “dokunulmaz” bir sınıfa koyarak hareket ederseniz, rotası olmayan gemi gibi rüzgarı bekleyen kaptana dönersiniz!
İşleyen sistem, yada işleme yolunda olan bu sistem eleştirilecektir!
Yanlışı ile doğrusu ile…
Kemer’de olumsuz tabloların yaratılmasında yine birinci sırada basın lanse edilmekte!
“Basında Kemer ile ilgili hep olumsuz haberler” yer alıyor denmekte!
Bana bir olumlu cetvel gösterin; milim-milim güzelliklerini paylaşalım!
İcra müdürlüğünde artan dosyaların sayısı ortada!
Esnafın durumu ortada!
Otelcinin durumu ortada!
Maliye’ye olan borçları nedeni ile hareket edemez hale gelen işverenin durumu ortada!
Hangi olumlu tablo?
Buyurun; siz anlatın biz yazalım!
Turist sayısındaki düşüş!
Gelen turistin harcama yapmaması!
Buna rağmen arz olmadan talebin arttırılması!
Sosyal konutlardan çok sürekli oteller yapılarak sanki turizm yükselişini sürdürüyor gibi gösterilmesi!
Var olan tanıtım değerlerinin dahi yitiriliyor olması!
Evet!
Buyurun siz bulun içinden yaratın olumlu tabloyu bizde resmedelim!
Basın yinede, bu olumsuzlukların içinde büyük bir sağduyu ile daha büyük olumsuzlukların oluşmaması için elinden geleni yapmaktadır! Ancak, birileri çıkıp, basında bu durumun abartıldığından veryansın ederse, bizlere de söz hakkı düşer!
Derin deşarj hattı ve arıtma konusunda yaşanan tablo ortada…
Bunu da mı görmeyelim?
Gelecek için verilen olumsuz sinyallerin şimdiden önlemini almazsanız, yarın sizin suçlu ilan ettiğiniz basında kurtaramaz sizi!
Hal böyle olunca, artık son derece popilist bir yaklaşım olarak ezberlenen “suçlu basın” imajını biraz bir kenara itip şapkalarınızı önünüze alıp düşünmeye başlayın!
Düşünenleri de görüyoruz işte!
Ne zaman sorsak; “proje üreten bir sistem var!”
İşleyiş?
Yapılan çalışmalar?
GATAB’dan artık üretilen proje değil elle tutulur atılan adımlar görmek istiyoruz!
Yerel yönetimlerden turizmcinin içine düştüğü durumu en azından rahatlatabilecek elle tutulur somut adımlar bekliyoruz!
Bizim bu beklentilere sahip olmamızda nasıl bir art niyet aranabilir anlayabilmiş değilim!
***
Birden, o çok sevdiğim Temel fıkrasını hatırladım;
“Trafik polisi Temel’in kullandığı aracı durdurur ve gülerek müjde verir:
– Sizi tebrik ederim beyefendi bugünkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size 500 milyon lira ödül vereceğiz. Bu parayla ne yapmayı
düşünüyorsunuz?
Temel cevap vermiş.
– Hemen cidip bir ehliyet alacağum…
Polis, “ne senin ehliyetin yok mu?”, demeye kalmadan yandan
Fadime söze girmiş.
Siz ona bakmayın memur bey içince hep böyle sapitiy.
Polis iyice sinirlenmeye başlamış.
Tam bu arada arka koltukta oturan Dursun atlamış.
– “Ula ben size demedim mi çaluntu arabayla yola çıkmayalum, başımıza bir iş celur diye”
Trafik polisi iyice zivanadan çıkmak üzereymiş ki bagajdan İdris’in sesi gelmiş.
“Ne oldu uşaklar geçtik mi sınırı?..”
Siz o ödülü verir miydiniz?
Saffet Yenigün – 9 Ağustos 2006