“Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, Tekirova Belediyesi ve GATAB Başkanı Yusuf Üras’ı 12 Eylül Cumartesi günü GATAB’ta ziyaret etti”
Bu yukarıdaki yazıyı, son GATAB Genel Kurul toplantısından önce yazsam, Kemer siyaseti ile bir köşesinden ilgili olan vatandaş, “Başkanlar bir arada değil mi? Buluşabilirler…” diyebilirdi…
Ama son GATAB toplantısında ki, çıkışların hemen ardından gerçekleşen buluşma soru işaretlerini de beraberinde getiriyor…
Kulis’e göre, Başkan Gül, bu ziyaret sırasında Üras’la “Mustafa Bilici” konusunu görüştü… Kendi rahatsızlıklarını da anlattı…
GATAB Genel Kurulu’nda Muhalefet yapılması iki başkanın “bir aradalar” söylevlerine gölge düşürmez…
Ama, Göynük ve Kemer Belediyesi temsilcileri ile bölge turizmcilerinin verdikleri önergelerdeki talepleri değerlendirildiğinde aralarının güllük gülistanlık olmadığı izlenimine de sahip oluyorsunuz…
Kulis haklıysa….
Gül, Üras’a, Bilici’yi çekiştirdiyse…
O zaman Kemer’deki söylentilerin doğru olduğu ortaya çıkıyor….
Kemer’de “Gül” ekseninde (seçim sırasında) gerçekleşen birleşmede çatlamalar var!
Toplantıda esasen Bilici, Gül’le aynı çizgide görüşler belirtti…
İkisi de Kemer’in hakkı olan yatırımı GATAB’tan alamadığı görüşündeydi..
Bilici, her zaman eleştirilen yönü ile parladı!
Bu parlamaların, kendisine zarar verdiğini iyi biliyor…
Bana göre de siyasette Bilici’nin en önemli noksanı, haklı olduğunu savunduğu konularda haksız duruma düşecek kadar sert, hatta bazen bu son toplantıdaki kadar, yılların siyasetçisine yakışmayacak çıkışlar yapması…
Ancak, aynı sinir halinin zaman-zaman Gül’de de oluştuğunu biliyoruz…
GATAB’ta ki buluşmada neler konuşulduğunu bilmiyorum…
Ama bir gerçek gün gibi aşikarken, bu ziyareti Gül açısından yadırgayamazsınız…
Kemer Belediyesi; kasasında eksilerde…
Seçimin hemen ardından dev bütçelerle (Bütçenin nasıl oluştuğunu Vadi serisinde yazdık) yapılan festival (Başarıya ulaşamayan) yerine farklı işler yapılabilirdi…
Belediye zor durumda…
Yatırımlar için destek bulunması gerekiyor…
Bulunan desteklerin ise nereye gittiği ortada…
Dolayısı ile, Kemer Belediyesi’ne en yakın destek GATAB’tan olabilir…
Bunun için de GATAB Başkanı Üras ile Gül’ün arasının iyi olması zorunlu!
Bu arada Üras’ın da Kemer’e gereken yatırımlar konusunda nasıl bir yol izleyeceğini göreceğiz…
Kemer’in menfaatleri, yalnızca Kemer’in geleceği açısından değil, beldelerin geleceği açısından da önemli…
Menfaat Kemer’in menfaatleri olduğu sürece tabi….
MUSTAFA BİLİCİ NEDEN ÇOK SİNİRLİ?
Kemer’in çoban salata kadar iyi karışmış siyasetinde öne çıkan isimleri sayalım dediğimizde ilk beşte kesinlikle “Mustafa Bilici” olur…
Kendisinin de beyan ettiği gibi 25 yıla yakın zamandır Kemer siyasetinin içinde Bilici…
Bu süre içerisinde Kemer adına yapılmasına vesile olduğu çok sayıda hizmette var…
Ancak, yanlışları da öyle…
Bilici’nin en büyük sorununun ne olduğunu yukarıda paylaşmıştım!
Sinirli olduğu ruh halini, çıkışlarında son derece net bir şekilde gözler önüne seriyor…
Kendisini tutamıyor!
Aklına geleni, aklına geldiği gibi konuşabiliyor…
Daha önce Hakan Tuncer’in meclis toplantısında boğazına sarılmış…
Kemer’de denize anıt yapma fikrinde olanlara karşı meclis toplantı salonundaki tavrının finalini tabla fırlatarak tamamlamıştı!
Rest çekme konusundaki üslubunu bir türlü değiştiremedi…
Ama bu ruh halinde olduğu dönemler, hep bir bakla vardı ağzında…
Olay çıkardığı her toplantıdan birkaç hafta sonra ilgi çekici adımlar atmıştı!
Son GATAB toplantısındaki tavrı, konuşma tarzı, kesinlikle tasvip edilemez. Onaylanamaz…
Ancak, bu işin altından da bir şey çıkacağına eminim…
İzleyip göreceğiz…
ŞU “25 KURUŞ” HİKAYESİ KEMER’E İBRET OLMALI
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayının tadına uygun bir hikayedir 25 Kuruş…
Bir çoğunuz biliyordur.
Ancak, Kemer gibi dünyanın hemen her milletinden insanların geldiği bir kentte bu hikayeden ibret alınabilmeli diye düşünüyorum…
“Londra’da bir Cami’ye yeni bir imam gönderilmiş. Adam şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman aynı şoföre rastlıyormuş.
Bir gün, bilet alırken şoför 20 kuruş fazla vermiş. İmam yanlışlığı oturup parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine düşünüyormuş “20 kuruşu geri versem mi şoföre?..”diye ama içinden bir ses diyormuş ki “Çok gülünç bir rakam ve şoförün umurunda değil. Otobüs şirketi çok para kazanıyor zaten… Sadece 20 kuruş onlara bir şey yapmaz.” Ve bu parayı saklayabilir diye düşünmüş ALLAH’tan gelen bir hediye gibi…
İneceği durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş ve: “Paranın üstünü fazla verdiniz.”demiş.
Şoför gülümsemiş ve demiş ki : “Siz Cami’nin yeni İmamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi ziyaret etmek istiyordum Caminizde, İslam’ı öğrenmek için. Ve bilerek size fazla para verdim. Nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim.”
İmam inerken artık bacaklarını hissetmiyormuş, yere yığılacakmış, bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış, gözlerinden yaşlar dökülerek gökyüzüne bakmış ve demiş ki:
“ALLAH’ım az daha İslam’ı 20 kuruşa satıyordum!..”
Unutmayın ki belki de bugün siz, müslüman olmayan insanlar için dinimizi tanıtan yegane kişisiniz…”
Bu ilçede yaşayan, ekmek kazanan sizler aynı zamanda ülkemizin her yönden tanıtımını da yapıyorsunuz…
Ülkelerine dönen bu insanlar, Türklerin değer yargıları konusunda sizlerden aldıkları ip uçları ile fikir sahibi oluyor…
Ve bu ülkenin Müslüman insanlarının durumu ile İslam’ı da değerlendirme şansları var…
Bu manada anlamlı bir hikayeydi…
Paylaşmak istedim!
Sözün bittiği yer
“Önce sizi umursamazlar, sonra size gülerler, sonra sizinle kavga ederler, sonra siz kazanırsınız…. Gandhi”
13 Eylül 2009