Bu sıcakta, aşırı nemde plajda gezmek…
Denize girmek…
Sabaha kadar gece kulübünde eğlenmek..
Bar’da söylenen şarkılara, türkülere eşlik etmek…
Kentin güzelliklerini izlemek…
Zor mu?
Aynı sıcak ve nemli havada…
Akşama kadar hesap kitap yapmak…
Toptancı yolu gözlemek!
Elemanın “Ay başı geçeli aylar oldu!” bakışları içinde çalışmak…
Elektrik bugün, yarın da telefon kesilir diyerek zaman kollamak!
Eve giderken alışveriş edebilme adına en azından günü kurtarma çabası…
Pazar parasını…
Evin harçlığını düşünmek…
Ve kafa yormak üç kuruşa…
Bazılarının garsona bıraktığı bahşişi kazanmak için günlerce koşturmak!
Daha mı zor yoksa?
Sabah, “Bismillah” diye kaldırılırken kepenkler!
Gece yarısı günü kurtarabilmiş olarak kepenk kapatmak…
Borçları öteleyerek yaşamaya çalışmak!
Sıcaklık 40’a dayanmışken…
Nem seviyesi boğazına bu sıcakta atkı olmuşken!
Zor!
Çok zor!
Bugün, gazetemizin manşetinde Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı ve ilçemizin sanat bakışlı şairi Bolat Ünsal’ın açıklamasını yazarken, o başlık geldi aklıma..
“Esnaf muhtaç olmuş kuru soğana”
Daha önceki, icra haberlerimizde, “Borçsuz turizm esnafı yok” başlıklı haberlerimizde olduğu gibi..
Acıyı hatıra getirmek değil tabi işimiz..
Ama arada bir “Esnafın durumu bu!” demek gerekiyor…
Madalyonun diğer tarafını göstermek ve hatırlatmak gerekiyor!
Önlem alması gerekenlere…
“Nerede önlemler?”
Bir şeyler yapması gerekenlere..
“Nerede o bir şeyler?”
Gemi su alma devresini geçirdi artık. Batıyor…
En azından, filika bulun!
En azından, çözüm üretmek için makamları işgal edenler olarak çözümler üretin!
Demek gerekiyor arada sırada…
Eleştirmek elbette kolay!
Defalarca çözüm önerilerimizi de yazdık!
Eleştirince…
“Eleştirmek kolay. Hani çözüm önerin?” diyenlere…
“Çözümü üretmek için sizler seçildiniz ama yine de alın size çözüm önerileri” dedik yüzlerce kere…
Bu işin vebali büyük!
Sorumluluğu büyük…
Altına girdiyseniz o büyük sorumluluğun…
O ilahi vebalin..
50 yaşındaki çoluk çocuk sahibi esnafın çaresizlikten intihar ediyor…
Başını ellerinin arasına alıp hıçkıra hıçkıra ağlıyorsa…
Yürüyün caddede!
En azından sırtını sıvazlayın kardeşim!
Yalaka ve dalkavuk takımlarının sözlerine değil!
Gözlerinizle gördüklerinize inanın artık!
Sözün bittiği yer
“Kuvvetine güvenerek zayıfları hor görenin kuvveti başına bela olur! Hint Atasözü…”
14 Temmuz 2009