Dün Eko Park’tan aldığım haber beni en az milli maç kadar sevindirdi…
Haberi hazırlarken de, Selami Tomruk’la röportaj yaparken de aynı heyecan vardı içimde…
Çünkü, o park benim parkım…
Kemer’in parkı…
Bizim parkımız…
Kemer’de var olan değerleri sayarken turizmcilerin dilinden çıkan en önemli noktalardan biri…
Turizmde kalitenin artması, Kemer’in ürün yelpazesini genişletmesinden geçiyor..
Kemer’de bu çeşitlilik her ne kadar doğal alanlarla tarihi mekanlarla var olsa da, akıllı yatırımcıların, duyarlı insanların bölgeye kazandırdığı değerlerde var…
Tahtalı dağı teleferik projesi…
Tekirova Eko Park…
İşte bu iki değerden biri olan Eko Park, tükenmek üzereydi..
Bitkiler ve canlılar öldükçe, Selami Tomruk’un da bir parçası yok oluyordu!
Yavaş-yavaş tükeniyordu Tomruk!
Tekiorva’da bu işe ilk başladığı günlerde çektiğim resimlerine baktım!
Yaşadığı zorlukların ardından Tomruk, resmen bürokrasi yığının altında kalan bir çınar gibiydi..
Dalları kırık ama yine de dimdik!
Ailesi de aynı durumda….
Ama o günler artık geride kaldı!
İki Bakanlığın uzun da sürse, temalı park ilan etmeleri EkoPark’a güç verdi…
Artık, parkın ayakları yere daha güçlü basacak…
Proje geliştirme şansı daha çok olacak…
Bölgeye yurt dışından daha fazla turist çekecek..
Bilim adamları, öğrenciler çeşitli ülkelerden araştırmalar yapmak için Kemer’e, Tekirova’ya gelecek…
Bu gelişme, Tomruk ailesi için ne kadar önemliyse Kemer için de o kadar önemliydi…
Umuyorum Tomruk, düşlerinde kurduğu o dev park hayalinin tamamını gerçekleştirir ve yurt dışında Kemer’in anılmasını sağlayan parkımız layık olduğu yere gelir.
Sözün bittiği yer
“Olduğunuz yerde durarak ayağınızı sakatlamazsınız. Hızlandıkça ayağınıza bir şey olmasının şansı artar ama bir yerlere gitme şansınız da artar. Charles F. Ketterin”
22 Kasım 2007