Geçen haftanın bana göre en büyük ve önemli olayı, Esnaf Odası Başkanı Akif Civan’ın, esnafın durumunu ortaya koyan açıklaması oldu!
Sekiz yılı geride bırakan bir süredir, Kemer’de gazetecilik yapıyorum….
Sayın Civan’ın esnafın sorunları ile ilgili bir açıklama yapmasına ilk defa şahit oldum!
Bu durum Kemer’de değişen bir şeyler olduğunu gösterir…
Oda, susunca bizim yazdıklarımız yanlış anlaşılıyordu!
“Oda susuyor siz niye konuşuyorsunuz?” durumu…
Resmi sonuçlar Oda’da neticede…
Onlar iflasları ve esnafın bu anlamda nabzını çok daha doğru tutuyor…
Yada tutması gerekiyor!
Tüm esnaf odaları dert yanıyor, sitem ediyordu…
Başkan, memur gibi, sabah gidip akşam dönüyordu!
Nihayet konuştu!
Ve sitem dolu bir açıklama yaptı!
Önemliydi…
***
Geçen hafta, bir diğer önemli konu turizmcilerin hazırladığı Kemer’in Kalite Projesi oldu!
Bu proje KETOB Başkanı Metin Peltek ve GATAB tanıtım komisyonu başkanı Korhan Alşan’ın söyledikleri gibi, henüz tamamlanmış bir proje değildi…
Ancak, bu projenin bana göre en önemli kısmı, birilerinin Kemer’de boş durmadığını bir şeyler yapmak için çaba sarf ettiklerini gösteriyor olması!
Bu güzel…
En azından sektördeki sorunlara karşı mücadele yolunda birileri çalışıyor!
O toplantıda, artık bu tip örgütlenmelerin Kemer’de önemli isimlerinden biri haline gelen Selçuk Akıltopu’nun açıklaması çok isabetliydi…
Kemer’de bu projenin tamamlanması için en önemli adım bir ofis olur!
Daha, Kemer’de turizmcilerin kurduğu derneklerin temsil edildiği bir tanıtım ofisi bile yok!
Bu ofisin ise kesinlikle GATAB yada Belediyelerden bağımsız bir konumda olması ise son derece önemli…
Bağımlılığın sonunun ne olduğuna dair örnekler mevcut!
Böyle bir yaklaşım içine girileceğini ise düşünmüyorum!
***
Derin deniz deşarjlarının nihayet ihaleye çıkılması Kemer için yine önemli bir açıklama ve üzerinde durulması gereken bir durum!
GATAB Başkanı Yusuf Üras’ı bu konudan dolayı en fazla eleştirenlerden biri bendim!
Tarih-tarih verdiği sözleri bu köşeden defalarca yazdım!
Başkan Üras, konuşmasının başında bu konunun kendisi göreve geldikten sonra çok fazla gündeme getirildiğini söylerken, asıl hedefin kendisi olduğunu ima etti…
Oysa ki, 2004 yılında bu projenin tamamlanması için GATAB’ın kasasına bir pay ayrıldığını biliyorduk!
Ayrıca, önce Beldibi’nde ki otellerden, ardından da Göynük’teki otellerden gelen tepkilere kulaklarımızı tıkayamazdık!
Deniz de kirlilik başlamıştı!
Ben o zaman bu sorunu gündeme getirmeye başladığımda beni Tekirova’dan arayan bir altyapı yetkilisi, “Derin deniz deşarjına gerek yok. Bu su içilir” demişti…
Kısacası çok trajikomik dönemlerden geçtik!..
Neticede bu ihalenin gerçekleştiriliyor olması da Kemer adına son derece önemli!
Biz karalama kampanyaları düzenlemedik…
Kemer’in geleceğinin kurtulması adına mücadele verdik!
Ben olaya böyle bakıyorum!
Böyle de olmalı!
Yanlışa karşı haykırmak, en doğal haktır…
Bu hakkı kullandık!
***
Kemer plajında yaşanan ve gencecik bir çocuğun yaşamını kaybettiği boğulma olayının ardından birilerinin yüreği hiç sızladı mı merak ediyorum!
Mesela, binlerce turist ağırlayan otellerin, plajlarında sürekli gözlem yapan “Can Kurtaran” bulundurmaması…
Bu durum, otelcinin yüreğini sızlatır mı?
Bir de üstelik mavi bayraklı….
Güvenilir plajlara verilen bayrak var ama o plajın güvenilir olmasını sağlayacak en önemli unsurlardan biri yok!
Can Kurtaran…
Bu zorunluluğa karşı duyarsız kalanlar…
Yüreğiniz sızladı mı?
…
Sözün bittiği yer
“Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek Usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz. – Ömer Hayam”
18 Ağustos 2008