Sinir küpleri haline geldik!
Her gün kızgın, borçlu yüzlerimizle çıkıyoruz sokağa…
Küçük kıvılcımlar, ya da gözlerimize dikilmiş bakışlar kavga nedeni oluyor!
Akşama kadar tetik gibiyiz…
Dokunan patlatacak bombayı!
Nasıl bu hale geldik?
Önce “Günaydın. Merhaba. İyi çalışmalar. Kolay gelsin” sökülüp gitti dilimizden….
Sonra küfürlü bakışlar nakışladık yüzümüze!
Hani, zorunlu gülümseyişler eğreti duruyor suratlarda!
Her şeyi kavga nedeni ilan ediyoruz!
Futbol, trafik, omuz çarpma, yan bakma!
Neden bulmak zor değil!
Ruhlarımız birer birer bu salgın hastalığa yenik düşüyor!
Dikkat ettiyseniz, çabuk yaşlanıyoruz!
Kalp krizi geçirme yaşı geriye düşüyor!
Sinir sistemlerimiz altüst!
Oyun havaları çalan cep telefonlarında, bunalım melodiler!
Amerikan bilim adamları sırf bize gıcıklık olsun diye gülümsemenin insanları yaşlandırmadığını açıklıyor!
Asık suratlarımıza gülümseme yakışmıyor!
İçimiz öfkeyle doluyor!
Geçen akşam yaşanan kavgada böyleydi!
Maç, futbol hikaye!
Birileri kavga etmeye gidiyor bu mekanlara…
Ufak kıvılcımlardan yangın çıkarmak için!
Birilerine savaş açmak için!
Oysa istenen bu bizden!
Yenik düşmemiz…
Birbirimize girmemiz…
Birbirimize saldırmamız!
İçin için kemirmemiz kendimizi, birbirimizi..
İçlerimize kadar giren maskeli çakallara takılıyoruz!
Onlara duyduğumuz öfkeyi birbirimizden çıkarıyoruz!
Polis merkezi önünde yediğimiz zılgıt!
Polis’ten…
Dostlarımızdan…
Ağırımıza gidiyor!
Öfkelerimizi sağa sola kusup çevreyi daha fazla kirletmeyelim!
Birbirimizi kabahatli ilan etmeyelim!
Türk halkından silmek istedikleri sevgiyi yüreklerimizden söküp atmayalım!
Unutmayalım; “Bizden istenen bu!”
Onlara kanmayalım!
Onların istediklerini yapmayalım!
Birbirimize daha fazla kenetlenelim!
Daha fazla sarılıp, daha fazla sahip çıkalım!
Suratsızlık, bize yakışmıyor!
Sözün bittiği yer
“İyi bir insan olduğunuz için dünyanın size adil davranmasını beklemek, vejetaryen olduğunuz için bir boğanın size saldırmamasını beklemek gibidir!.. ”
29 Şubat 2008