Devam eden kültürel özelliklerimiz vardır!
Özellikle bayramlarda…
Bir ay önceden evlerimizde tatlı bir telaş başlar…
Adı bile konmuştur: “Bayram temizliği”
Kapı bayram boyu çalınmasa bile…
En ince ayrıntıya kadar her şey gözden geçirilir…
Pırıl-pırıl olur her yer…
Durumu müsait olanlar yeni kıyafetler alır…
Bayramlık…
Şimdilerde bunun gibi durumlar pek kalmadı ama..
Yine de Anadolu’nun büyük kısmında devam eden gelenekler…
Kemer’de de yaz sezonuna gün sayıyoruz…
Sezon açılacak!
Umut..
Evi temizlemesi gerekenler belli…
Bayram temizliği…
Misafirler için…
Yenilemeler…
Giderilecek eksiklikler…
Eminim, esnafta da, otelcide de aynı durum var..
Peki ya, Belediyeler….
GATAB…
Kemer’e bakmakla yükümlü kurumlar…
Oralı değil gibi..
Yıkık dökük yollar…
Onarılması gereken kaldırımlar..
Yazı karşılama durumu!
Yok!
Bir oraya-bir buraya giden makam arabalarını görüyorum!
“Acele işim var” durumundaki resmi plakaları da…
Bir şeyler yapıyorlar belli ki…
Palmiyeler için mi?
İki yıldır tarımcıların bağırdığı palmiye böceklerimi dert oldu şimdi!
Bu böcekler Mısır’dan gelen Palmiyelerden geldi!
Paraları Mısır’dan palmiye alıp heder edenler tutuşmuş!
Gölgesiz, meyvesiz palmiyeler…
Bu duruma çözüm yolumu arıyorlar?
Bir şey yapıyorlar…
Maaşın hakkını vermek için!
Koltuğun hakkı için!
Aram konferansı değil!
Kemer’in geleceğini kurtaralım derdi değil!
Çözüm yollarını araştıralım değil!
Kemer’in altyapısını mı onarıyorlar?
Değil!
Sezona bir ay kaldı!
Ne yapıyorsunuz Allah aşkına?
Bir oraya bir buraya koşturup…
Sözün bittiği yer
Bülent Ersoy’a, Nobel olmasa bile en azından Dünya Müzik Ödülü’nü verirler artık…
03 Mart 2008