Türk halkının büyük zaferlerini simgeleyen bir bayramı kutluyoruz…
Zaferlerimizin ayı Ağustos ayında Türk insanın, Türk askerinin gerektiği zaman zulme, haksızlığa karşı tüm insanlığa örnek teşkil edebilecek bir şekilde nasıl mücadele verdiğinin açık bir delilinin resmidir 30 Ağustos!
Dünyanın çeşitli milletleri tarafından asırlardır, karalama kampanyaları ile küçük düşürülmeye çalışılan… “Biz bunları savaşla yenemeyeceğiz” diyen zihniyet, yıllar sonrasının planlarını yaparak, tarihçilerine ahlaksızca kalem oynatmış Türk milletini, onurlu geçmişinden mahrum bırakmaya çalışmışlardır…
Ancak Türkler, geçmişlerinden aldıkları güçle yepyeni bir tarih yazarak onlara unutamayacakları bir ders daha vermiştir!
30 Ağustos, işte o tarihçilere “Haydi bunu da farklı şekillere bürüyüp kaleme alın” dedirten klasik bir Türk tarihi resmidir… Türklerin vatan toprağı için gerektiğinde nasıl tek yürek olduğunun resmi!
Ancak, onlar boş durmayacaklar…
Ermeni soykırımı gibi iddiaları pişirip-pişirip “Barbar Türkler” başlığının altında, gelecek Türk nesline sunmaya devam edecekler…
Ulu Önder’in son yılları, Türk tarih tezini ortaya koymak için geçmişti!
Şimdi yeni yetişen çok sayıda Türk evladı da aynı aşkla kendi büyük tarihini araştırmakla meşgul…
Bizler de öyle… Biliyoruz ki mesele, Türkleri sindirmek, yıldırmak, eşsiz geçmişlerini sinsi oyunlarla yok etme girişiminde bulunmaktır…
Ancak O, tarihin gücünü sırtına alan Türk milletinin geleceğe daha büyük bir aydınlıkla bakacağını tekrar tekrar vurgulamıştır…
Mesele, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün fikir dünyasını geliştirmek ve daha büyük ufuklar açmayı başarmaktır!
Bu anlamda 30 Ağustoslar ve Ulu Önder’in kimliği bazılarının iddiaları gibi “Şekil” değil… Büyük bir “Simge”dir…
Biz bu simgeden gelen aşkla geçmişimize ve geleceğimize güvemn içinde bakabiliriz.:.
Onlar her ne kadar inkar etse de…
Dünü yaşayanların!…
Geçmişimizi irdeleyen ve tarih sahnesinde yer eden ünlü simaların Türk denilince yada hissedince dile getirdikleri…
İşte karşınızda…
Tarih sahnesinden isimlerin Türklerle ilgili sözleri;
Napeleon BONAPART
“İnsanları yükselten iki büyük meziyet vardır. Erkeğin cesur, kadının iffetli olması. Bu iki meziyetin yanı başında her iki cinsi, kadınla erkeği şereflendiren tek fazilet vardır: Vatana, icabında her şeyini feda edecek kadar bağlı olmak, Bu meziyetler ve bu fazilet en büyük kahramanlığı; hayatin elemine, kederine karşı fütursuz kalmayı ve ağır hadiselerin açılıklarına göğüs germeyi doğurur. İste Türkler bu çeşit kahramanlardır ve ondan dolayı: Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler. Türk askerlerini dal kılıç olmaya mecbur edecek kadar üstlerine varmamalıdır. Bir defa dal kılıç olmayı göze almış bir kaç yüz Türk meydana çıkarsa önlerinde mağlup olmamak mümkün değildir.”
ORJINAL MSJ(Diablo Tyrael) TASSE
“Turken bahsediyorum. Düşmana saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir deniz ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk, dost yanında ve silahsız kalmış düşman karşısında bir seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan bu yeli, kasırgayı, göz kamaştıran bu golü coşkun bir denize, ıtrinde asalet ucan bu gülü yıldırıma çevirmek tabiatı da inciten biri gaflet olur.”
SARL Demirbaş
“Poltava’da esir oluyordum. Bu, benim için bir ölümdü, kurtuldum. Bug nehri önünde tehlike daha kuvvetli olarak belirdi… gene kurtuldum. Fakat buğun esirim. Türklerin esiriyim. Denizin, ateşin ve suyun yapamadığını onlar yaptılar, beni esir ettiler. Ayağımda zincir yok.
Zindan da değilim. Hürüm,istediğimi yapıyorum. Lakin gene esirim; şefkatin, uluvvu cenabın, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni iste bu elmas bağa sardılar.”
Edmondo De AMICS
“Türkün şefkat ve insaniyet duygusunu inkar mümkün değildir. Bu duygu insani atalete sevk edip sefaleti artırmakla beraber, teşkilatı düzensiz bir toplumun bir derdine tek çare demektir. Türk ırkının soyluluğunu gösteren diğer duygular, yani en küçük iyiliklere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu, ölmüşlere karşı besledikleri minnet ve şükran duygusu … büyük bir nezaketle yapılan konukseverlik adeti ve hayvanlara saygı alışkanlığı gibi faziletlerin inkarı da mümkün değildir.”
Conte De BONNEVAL
“Türkleri seviyorum. Onlar, cennetten bir köşe olan bu essiz memlekete yakışan, eşsiz insanlar. Yaradılışlarında göksel bir azamet, gönül alışlarında ise meleklerde bulunmayan bir mahviyet var. Bu büyük ruhlu milletin arasında vatanimi unutmaktan korkuyorum.
Vatan aziz, pek aziz. Lakin Türk’te aziz ve çok aziz.”
Mete HAN, Hun Hukumdari
“Nerede bir Türk varsa, orayı kalbinden seveceksin.” “Boyun eğmeyeceğiz! Zira öteden beri Hing-nu’lar (Hun) kuvveti takdir eder, tabi olmayı hakir görürler. Savaşçı süvari hayatimiz sayesinde bir ulus olduk. Zira bilirler ki, savaşta savaşçıların kaderi ölümdür. Biz ölsek de, kahramanlığımızın şöhreti kalacak, çocuklarımız ve torunlarımız diğer kavimlerin efendısı olacaklardır.”
PLANO CAPRINI
“Dünya’da Türk kadar saygı bilir bir kavim daha yoktur. Türklerde inzibat, büyüklere karşı itaat o derecedir ki, bizim keşiş (dini) sınıfımız bile onlardan örnek alabilir… Türkler bir tek büyük ailenin bireyleri gibi yaşarlar ve dar şartlar içinde olsalar dahi yiyeceklerini kardeşçe paylaşırlar.”
FELDMARESAL H. VON. MOLTKE
“Musellah milletin en canlı örneği Türklerdir. Bu diyar köylüsünün orak, katibinin kalem ve hatta kadının etek tutuşundan silaha sarılmış bir pençe kıvraklığı vardır… O doğduğu günden beri musellahtir, bundan dolayı da hayata ve olaylara güvenle bakmayı öğrenmiştir.”
IBN HASSUL
“Bütün milletler içinde cesaret ve şecaatte Türklerden daha ileride olan ve büyük amaçları elde etmek uğrunda daha ileri gidebilen bir millet yoktur. Allah’u teala onları arslan suretinde yaratmıştır… Türk, bağı çözüldükten sonra, askere başbuğ olmak veya perdedarlık etmek
veya bir topluma emir vermek ve yasak koymaktan başka bir ise razı olmaz.”
BUSBECQ
“Türkler Hayvanlara bakarlar da onlara gayet iyi muamele ederler. Onları durmadan okşayarak muhabbetlerini kazanırlar. Son derece zorda kalmadıkça kızgınlıklarını çıkarmak için değnekle hayvana vurmazlar. Bunun sonucu olarak da atlar insanlara karşı gayet muhabbetli oluyorlar.
PIERRE LOTI
“Türk asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüksek soyluluk ona, tabiatın hediyesidir. Sadelik içinde balagati, zarif bir durgunluk içinde duygulu bir hayatiyeti ve parıltılı bir hayat içinde kibar bir hakikat hissettiren tek varlık Türklerdir. Sark hülya ve efsaneler alemidir. Türk, o rengarenk alemin gözüdür, dilidir, ışığıdır ve yaşayan, gerçeğidir.”
Komutan PRINCE EUGENE
“Simdi, Theisis uyu, büyük zaferimizin şanlı hikayesini Donue’a (Tuna) götürüyor. Fakat Hasmetpenah ! itiraf etmeğe mecburum: Türkler, taşıdıkları parlak şöhrete layık bir biçimde dövüştüler. Türk’e yakışır bir feragatle ve celâdetle çarpışa çarpışa öldüler. Onların sönüşü, pırıltılarda göz kamaştırdıktan sonra sönen şimşekleri andırıyor. Karşımızdan, ağır ağır kaybolan bir ışık kütlesi gibi, beyaz bir eriyişle çekildiler, görünmez oldular. Onların galibiyetleri gibi mağlubiyetleri de sanlı ve ibretli”
IORGA (ROMEN)
“Türk ülkesinin hiç bir tarafında halktan ustun sayılabilecek beylerle asilzadelerden oluşan hiç bir yüksek tabaka yahut zadegan sınıf mevcut değildir. İste bundan dolayı etle kemikten ve sinirle kandan ibaret bütün canlı mahluklar hep ayni vaziyettedir (eşittir) ve dünyanın her yerinde olduğu gibi vahşi hayvanlar bile nasıl şecaat ve cesaretleriyle ayrılırlarsa, Türkiye’de de insanlar arasında ancak o kadar Türk gösterilebilir.”
POSTEL
“Yeryüzündeki en ilahi disiplin Türk askerlerindedir.”
LEON CAHON
“Türk hakanının gece uyumaması ve gündüz dinlenmemesi yalnız fakir tabasını besleyip giydirmek için değildir; O, Türkün şöhreti ve milletinin şanı ve şerefi için gece gündüz çalışmış ve çarpışmıştır. Mısır firavunu, Iran sahi ve yahut Asur hükümdarı kendi şahısları uğruna yahut ilahlarının kudretini göstermek amacıyla milletlerini yok ettiği halde, Türk hakanı milletinin husn-i şöhretinden başka bir şey düşünmemiştir.”
Sözün bittiği yer
“Ne mutlu Türküm diyene”
Saffet Yenigün
29 Ağustos 2006