Dün gece sahilde bir doğum günü vardı!
Genç ve güzel bir kızın…
Dalgalı saçları, nemden ıslanan yanaklarını örtüyordu!
O klasik doğum günü şarkısı eşliğinde geldi yaş pastası..
Üzerinde gözleri gibi ışıldayan mumlarla..
Dostları alkışlarken onu, gözlerinin umutla dolu içi gülüyordu!
Onun kolları yoktu ama gözleri yetiyordu sevincini anlatmaya…
Alkışlayan dostlarına bakıp, gözleri ile adeta mutluluk kıvılcımları yayıyordu çevresine…
Ay ışığı bu dostluk yumağının üzerine vuruyordu!
Tekerlekli sandalyesini tutan babası kızının mutluluğundan adeta kuvvet alıyordu!
Annesi, babasının kollarında, kızlarının mutluluğunu yaşıyordu!
Kemer…
Bu eşsiz kent kimisi için bulunmaz bir umut kapısı..
Bir tatil anlayışından öte….
Kalplerin tomurcuk açtığı eşsiz bir kent!
Özürlü bir kızın mutlu olabilmesi için yeten..
O mutluluk tablosuna baktıkça, boş kuruntularla kararttığımız yaşamı düşündüm!
Dünyanın bir ucundan gelen ve geldiği bu kentte geçirdiği birkaç günü neşe içinde hazmeden o büyük aileyi görünce…
Konuşamıyordu genç kız…
Elleri yoktu…
Kısa yolculukları için bu tekerlekli sandalyeyi kullanıyordu!
Ona hediyeler verip doğum gününü kutlayan dostlarına sarılmak istedi…
Bu sevinci yaşaması için onu kucaklayan babası dostları ile yanak yanağa gelmesini sağlıyordu!
Hangi karamsar düşünce yaşamsal fonksiyonlardan dolayı duyacağımız şükran duygusunun önüne geçebilirdi!
Yada hangi dert, o sandalyenin üzerinde konuşamadan, yürüyemeden, ellerini kullanamadan, dursa bile gözleri ile kahkahalar atan o güzel kızın dışında yaşayabilirdi!
Akşama kadar taşıdığım tüm stresi dün gece Kemer sahiline gömdüm!
Borcundan dolayı isyan bayrağı açıp S.O.S veren yelkenlinin ardından baktım!
Kalkıp gittim…
Sürekli arkama bakarak..
Arkamda bıraktığım aileye bakarak!
Tanımıyordum onları!
Yabancı bir ülkeden gelmiş, yabancılardı!
Oysa taşıdıkları umut ışığı, binlerce, milyonlarca hastaya umut olabilirdi!
Acele kan arayanlara “kan” olan…
Kanserin, belki de tek çözümü…
Gülümsemek her şeye rağmen!
En azından nefes alıp verebildiğine şükrederek!
Hayatı keşfedebildiğine şükrederek…
En azından, uçurumun kenarında bile inadına keyif duymak aldığın son birkaç nefesten!
Geçerken sahilde dün bir doğum gününe şahit oldum!
Hayatın doğum gününe…
Yaşamın gerçek yüzüne..
Ve durmadan ardıma baktım…
Gerçek oradaydı çünkü…
Yaşamı anlayabilenler orada….
22 Temmuz 2007