Kemer’de siyaset iklimi sürüyor!
Her kesim için, her beldede ayrı bir süreç yaşanıyor!
İlçe merkezinde de durum aynı…
Cepheleşme içinde yer alan ve belediye adaylarının taraftar gurupları içinde olan her vatandaş için durum farklı…
Taraftarların bir bölümü “Bizim başkan kesin başkan”
Diğer bölümü, “En büyük başkan bizim başkan” derken…
Farklı bir bölüm ise “Çarşı her şeye karşı” formülü üzerinden siyaseti takip ediyor!
Bana sorulan sorulara yanıtım net!
Üç ay, özellikle yerel seçimler için Kemer adına, uzun bir süre…
Üç ayı seçim atmosferinde üç yıl gibi algılayabilirsiniz…
Bir gecede her şeyin değişebileceği bir kentte yaşadığımız için, siyaset müneccimliği yapmanın bir anlamı olmadığı görüşündeyim!
Ben fala inanmam!
“Falsız da kalmam” diyenlerden de değilim!
Şu süreçte kazanan başkanı belirleyenler, eline kahve fincanını alıp, “Senin yüreğin kabarmış. Hanenin üzerine ay doğuyor” gibi bildik müneccimlik mesleğini icra edenlerden farklı değil…
Belden aşağı vurma süreçleri de, bunu yapan tarafa kesinlikle artı puan sağlamayacaktır!
Siyasi yarışı ahlak dışı yöntemlere başvurarak yapanlara vatandaş sandık başında, Adli makamlar da elbette mahkeme salonlarında hesabını sorar!
Bundan kuşkum yok!
Bizi bu işin içinde farklı yerlere koyanlar için de aynı durum geçerli…
Bu gazete seçim için basılıp, vatandaşın önüne broşür olarak atılıp, seçimden sonra ortadan kaybolan bir yapıya sahip değil!
Dün olduğu gibi bugünden sonra da Kemer’in nabzını elinden geldiği ölçüde tutmaya devam edecek!
Bu nedenle, siyaset atmosferi içinde, holiganlık yapanlarla yapmayanların da kamuoyunun aklı başında kesimleri tarafından iyi analiz edildiği görüşündeyim!
Başta da söylediğim gibi, 3 ay oldukça uzun bir süreç…
Yapılanlar ve yapılmayanlar kadar kimin ne yapmayı planladığı da önemli olacaktır!
Bunları seçim propagandaları başladığında irdeleme fırsatı bulacağız!
***
Kemer’de duyarlı vatandaşlık bilinci ile çalışmalarda bulunan insanları görmek memnuniyet verici…
Bu duyarlılığa haiz insanlarımızın sayısının hiç de az olmadığına da inanıyorum!
Bu anlamda özellikle LÖSEV gibi son derece anlamlı bir amaç için kurulmuş ve bu misyonunu büyük bir başarı ile sürdüren Vakfımıza, Aylin Özkan hanımın vermeye çalıştığı desteği görmek memnuniyet verici…
Küçük de olsa, her adım, büyük umutların merkezini oluşturacaktır…
Tekrar teşekkürler Aylin hanım…
***
Kızılay’a kan vermek, bir borcu ödemenin hazzını yaşatıyor insana…
Kemer’de de bu konuda çalışma yapan kurumlarımız var..
Özellikle Kemer Müftülüğü’nün daha önce Kızılay Kan Merkezi ile birlikte yaptığı çalışmaları memnuniyetle izledik…
Geçtiğimiz gün aynı anlamlı duyarlılığı TUREM sergiledi..
Öğrenciler, öğretmenler, hepsi sıraya girmiş, anlamlı bir organizasyonun parçası haline gelmenin mutluluğunu yaşıyordu…
Biraz acılıydı!
Ama bedelsiz mutluluk olmuyor…
Arif öğretmenle birlikte biz de akıttık kanımızı…
Erkekliğe de tereyağı sürdürmemek adına son derece mağrur bakışlarımızı iğneleme işlemleri süresince hiç eğmedik…
Şaka bir yana, bu gibi etkinliklere ilginin fazla olması toplumsal duyarlılık anlamında son derece önemli…
Sözün bittiği yer
“Görmek bile nispidir. Kaşınan yeri parmak, gözden iyi görür… Kemal Tahir”
24 Aralık 2008