Uzun zamandır bizimle uğraşıyorlar farkında mısınız?
Bizim yaşam tarzımızla…
Bizim düşüncelerimizle…
Bizim inançlarımızla…
İstediğin şeye inanırsın..
İstediğin renkte boyayabilirsin saçlarını.
Ya da başına istediğin şeyi takabilirsin…
Bu senin sorunun.
İstediğin şarkıyı dinleyip dilediğin müzikten zevk alabilirsin.
Sen de ben de…
Bu bizim problemimiz.
İstediğim gibi bırakabilirim bıyıklarımı.
Ya da istediğim gibi uzatabilirim saçlarımı.
Dini inançlarımı dilediğim gibi yaşayabilirim.
İstersem bir Müslüman olarak beş vakit camiye gidip namazımı huzur içinde kılabilirim!
Ve Ramazan’da dilediğim gibi inançlı bir insan olarak orucumu huzur içinde inançlarım doğrultusunda tutabilirim!
Tüm bunları yapmayada bilirim…
Benim dinimi sömüremezsin!
Ben şarap içip günah olan şeyleri de yapabilirim!
Bu Yaradanımla kendi aramdaki bir sorun!
Ve her gün dilediğim kadar çok kitap okur veya hiç kitap okumadan saatlerce senin hiç hoşuna gitmeyecek bir müzik türünü dinleyebilirim!
Farkında mısınız?
Bizim milli duygularımızla oynuyorlar…
Ben, bir Türk olarak Türklükle ilgili şeyleri araştırabilirim…
Ya da kendi neslimle hiç ilgilenmeden boş bir adam olarak yaşayabilirim!
Bu da beni ilgilendirir…
Yaşamı yalnızca iş ve evden ibaret görebilir belki bir ot gibi sabah-akşam aynı monotonluğu teneffüs edebilirim!
Yada çıkıp kaçabilirim dilediğimce…
Gece yarıları elime bir kahve alıp sahil boyunda yürüyebilirim…
İstediğim siyasi harekete destek olabilirim
Yada hiç birini seçmeye de bilirim!
Yalnızca oy verebilirim..
Ve sandığın başında özgürüm.
Seni ilgilendirmez…
Atatürkçü olabilirim…
Ya da bir Cumhuriyet fanatiği…
Size ne!
Benim oyumun yada tenimin rengi kimi ilgilendirir!
Bu millete yıllarca aptal muamelesi yaptınız!
Sen bilmezsin seni sömürüyorlar dediniz!
Sizi kullanıyorlar dediniz…
Hayır kullanılanlar sizlerdiniz yani bu yalanları kulaklarımıza yıllardır fısıldayanlar…
İşte siyasetin gereği bunlar..
Bize kulplar takmak…
Hoşlanmamız gereken yada hoşlanmamamız gerekenleri bizlere baskı yolşu ile kabul ettirmek isteyenler…
Televizyonlarda nasihatler veren, köşe yazıları ile beynimize girmeye çalışanlar sizler…
Bulduğu bir kürsüyü kjendi egolarını tatmin etmek için kulanlar..
İnsanların duygularını sömürüp bunu kullanarak oy kapmaya çalışanlar!
Oy uğruna başka ülkelere boyun eğenler…
,
Sizler…
Aslında hiçbir şey bilmeyen ve bu halkı tanımayan sizlersiniz…
V e bu nedenle siz oradasınız..
Biliyormuş gibi yapmak için..
Evet bu bir zanaat..
Yıllardır tekrarlanan bir zanaat…
Yarar sağlam için değil..
Bölmek için. Varlığımızı, inançlarımızı ortadan kaldırmak için dayatılan!
Ben istediğim partiye oy verir, istediğim gibi giyinir, ister sevap ister günah işlerim size ne!
Ve istersem hayatımın sonuna kadar bir koyun olur otlar…
Dilersem bir beyin adamı olur gece gündüz ürettiğim fikirlerle ülkem ve yaşadım yere bir şeyler kazandırmak için çalışırım…
Sizin yaptıklarınızın tam aksini yani!
Oyuna gelmeyin!
Oyun oynayanların oyununa..
Televizyonlarla, gazetelerle, dergilerle, internetle, her türlü haberleşme aracı ile yapılan bu oyuna gelmeyin!
Ne istiyorsanız onu yapın ve emin olun bu başka hiç kimseyi ilgilendirmez…
Unutmayın 22 Temmuz’da o odada yalnız olacaksınız…
Ben de öyle!
Kime ne!
Hangi yuvarlağın içine istersem ona basarım mührü!
Size ne!
18 Temmuz 2007