Seçim taarruzu başladı!
Eline sazı alanlar, yıkama yağlama konusunda oto yıkamacılara rakip olmuş!
Evlere servis yapıyorlar!
“Başkanlarına garanti verip, geri kalanları adilikle suçlayarak” fiyat yükseltiyorlar!
Her şeylerini üç kuruşa pazara koyanlar, insanların en büyük hakkı olan oyu kime attıklarını bir tarafa bırakın daha seçim olmadan belediye başkanının kim olacağını ilan ediyorlar!
Kemer ne kadar garip!
Bu müneccim yağcılar hemen her mekanda, meclis üyeliği pazarlığına aracı olarak soyunuyor!
Üst sıralara garanti için avanta peşinde koşuyor!
Düne kadar Kemer’de en iyi gazete “Kemer Gözcü” yağcılığını kendi dergimizden bize yapanlar, şimdi babalarına şirin görünmek için bizi karalamaya çalışıyor!
Siyasetin çirkin yüzü, daha seçime beş ay kala sütunları boyuyor!
Simsiyah boyalarla!
Bunlar, dün Gül’cü bugün Şeker’ci…
Dün ağacı, bugün demokrat oluyor!
Bunlar, Bukalemun gibi her ortama üç kuruş menfaat için uyum sağlama taktikleri!
Vatandaş saf ya!
Dansöz gibi siyaset sahnesinde kıvıranlara, bugün “En dürüst adam sensin” diyecek!
Bunlara prim verenleri de “Başkanım” diyerek bağrına basacak!
Kara mizah!
Kurt kılığına giren çakalları da, çakal ehliyeti olup siyaset minibüsü kullananları da duyarlı vatandaş çok yakından tanıyor!
Önce aynaya bakacaksın!
Kendi façan bozukken, başkalarına makyaj yapmakla uğraşmayacaksın!
Oyunu yada, çevresindeki oy oranını Pazar yeri gibi açık arttırmaya koyanların dışında, bu memlekette oy pazarlığı yapmadan, sizin yardakçı siyasetinize kanmadan, oyunu kime vereceğini iyi bilen insanlar var!
Sizi tanımadan sözlerinize kanan kadar sizi tanıyan bilen insanlar da var!
Kral’ı da, kral uşaklarını da bilenler var!
Uşak ayrımcılığı olmaz!
Uşak uşaktır!
Semerinizde ne olduğu önemli değil!
İnsanları çok fazla karalıyor olmak fiyatınızın üstüne fiyat koyuyor olabilir!
Ama semeriniz o kadar sırıtıyor ki, uşaklığınız o kadar açık ki, tanınmadan milleti kandırmanız mümkün değil!
Kemer’e 10 yada 20 yıl önce gelmeniz, avantaj kadar büyük bir dezavantaj aslında…
Uşaklığınız yalama olmuş artık… Vida tutmuyor!
İnsanların bir araya gelmesi değil!
Sizin için amaç siyasetin düşmanlık edebiyatı ile sürmesi!
Bu sizin yardakçılığınıza yağ sürüyor!
İki yada üç düşman…
Sizin için fark etmez!
Düşman ne kadar çoksa “Dalkavukluk” mesleğinize o kadar itibar olur!
Düzen ne kadar bozuksa, sizin düzeninize o kadar uyum sağlar!
Sizi gidi Bukalemunlar siziiii…
Atın bakalım arpayı!
O arpaları yiyecek olanlar ya sizsiniz…
Ya da sizin gibiler!
Beş ay uzun bir süre…
Bizi, onu, bunu geçtik!
Bari vatandaşın iradesini pazarlık konusu etmeyin artık!
Sözün bittiği yer
“Kollektif korku “sürü psikolojisini” arttırır ve bu sürüye ait olmadığı düşünülenlere karşı şiddet yaratır. – Bertrand Russel”
09 Ekim 2008