Çarşamba günü gazetemizin manşetinde yer alan GATAB’ın gündem maddeleri haberi oldukça fazla ilgi gördü…
Haberle ilgili yorumlar içeren çok sayıda telefon ve internet yolu ile ileti aldım!
GATAB’ın Meclis gündemi, kendi ödedikleri parayla iş yaptığı için vatandaşları direk ilgilendiren bir konu!
Bu anlamda duyarlılıklarını sergileyen herkese teşekkür ediyorum!
GATAB’la ilgili bir ikinci haber yine gazetemizde yer aldı dün!
Tekirova Belediyesinde GATAB’la ilgili düzenlenen bir toplantıyla ilgiliydi!
GATAB Basın servisi tarafından iletildi…
Haberin girişinde aynen basın servisi tarafından yazılan şu cümleler yer alıyordu; “Toplantıda çöpleri yerinde ayrıştırmayı hedefleyen projede pilot bölge seçilen Tekirova’nın, her alanda olduğu gibi bu projede de liderlik yapacağının altı çizildi”
Esasen bu, yorumsuz sunulacak bir haberdir!
Tabii ki Tekirova beldemizin belediye başkanı hazır GATAB’ın başkanı olmuşken, bu konumu kendi beldesinde bir reklamasyon amacı olarak kullanacaktır buna sözüm yok!
Ancak, böyle bir ortamda GATAB Başkanının ortamı yumuşatmak için, farklı bir beldede bu çalışmayı yapması daha cazip olmaz mıydı?
Bu tabii ki tamamen kendi fikir ve zikirleridir!
Ancak, şu cümle diğer belde belediyelerine karşı bir mesaj niteliği taşımıyor mu?; “Tekirova, her alanda olduğu gibi bu projede de liderlik yapacak”
Yorum sizlerin!
GATAB yaşaması gerektiğine inandığım güçlü ve örnek bir kurumdur!
Benim yorumlarım, eleştiriye açık olmayanlar tarafından kurumu rencide eden çıkışlar gibi algılanıyor.
O nedenle ben bu yorumu size bırakıyorum!
Yoksa, GATAB gibi yalnızca Güney Antalya’nın hizmetinde olan bir kurumun, vermesi gereken tüm hizmetleri yerine getiriyor olmamasını işleyerek eleştirilerde bulunabilirim…
Hizmet için kurulan bu tür birliklerin, isimleri ön planda tutarak değil hizmetleri ön planda tutarak çalışması gerekliliğinin altını çizebilirim!
Antalya’da yayın yapan dergi ve gazetelerde boy-boy fotoğraflar çektirilerek yaptıkları kişisel reklamı değil, beklediğimiz o eski GATAB hizmetlerini görmek istediğimizi işleyebilirim!
Ancak, bu düşüncelerimin adını, ne yazık ki, kurumu rencide etme politikası olarak irdeliyorlar!
“Kurumu rencide ediyor” diyenlerin, “kurumu rencide eden kişiler” olduğunu da biliyoruz!
Çünkü, onlar iş bilmez tutumları ile asıl bu önemli kuruma “rencide” kıyafetini giydirip eleştirene “rencide etme!” diyenlerdir
Hırs bir teknenin, yelkenini şişiren rüzgara benzer arkadaş, fazlası tekneyi batırır. Azı da tekneyi olduğu yerde saydırır.
Bakınız ulu önder Atatürk “Milli mücadelelere şahsi hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur” der!
İdealleriniz, şahsi hırsınızın altında ezildikçe, gelecekte elde edebileceğinizi umduğunuz ideallerinizin yalnızca size ait şahsi konular olduğunu çevrenize kanıtlamış olacaksınız!
Dolayısıyla ekip kavramı, sizi destekleyenler için yalnızca basamak olduklarını anlamaları ile son bulacaktır!
İdealiniz yalnızca Kemer yöresinin daha iyi noktalara gelmesi olsun!
O koltuğun hakkını hizmet ile verin!
İnsanların beklentisi, bolca çekilen resimler, haber aralarına sıkışmış mesajlar değil!
Hizmet!
Vatandaş sizi, fotoğrafınızla değil, yaptığınız hizmetle taçlandıracaktır!
Ancak, görülmeyen hizmet, proje konuşmaları ile geçirilen zaman kimse için bir şey ifade etmiyor…
İşte yazarsam bunları kaleme alırdım!
Ama dedim ya ben yazınca “rencide” ortamını yaratanlar, suçluyu bulup “Rencide eden bu yorumları yapanlar diyor”
O nedenle diyorum…
Yorumu siz yapın!
Ama lütfen rencide etmeyin rencide edilenleri, rencide etmeden yorum yapıverin, rencide dehlizinde yoğrulanları!
Sözün bittiği yer;
Eflatun’a iki soru sormuşlar:
Birincisi; “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?
Eflatun tek tek sıralamış:
“Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler.
Ne var ki çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için para öderler.
Yarından endişe ederken bu günü unuturlar.
Dolayısıyla ne bu günü ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar.
Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.”
Sıra gelmiş ikinci soruya;
“Peki sen ne öneriyorsun?”
Bilge yine sıralamış: Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın.
Yapılması gereken tek şey sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
“Önemli olan; hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.”
21 Eylül 2006