Blog

yazi

Sağanak yağmur altında bu kent başka güzel…

Ticari anlamda kalabalık yaz günlerini uğurluyor olmak bir turizm kenti için çok hoş karşılanacak bir durum değil…

Ancak, turizm sezonunu yaz güneşi ile sınırlı tutan anlayışın süregelmesi, yazı başka, kışı bambaşka olan bu cennet köşesinin yalnızca birkaç ay değer kazanmasına neden oluyor!

Yalnızca yaza yönelik yaşıyor turizm çalışanı…

Kış ayları ise hesap-kitap dönemi!

AKTOB Başkanı Osman Ayık’ın da ifade ettiği gibi, bu kış yalnızca Kemer değil, bir çok turizm kenti için otellerin devredildiği, her kış açık olan bir çok otelin kapılarına kilit vurduğu bir dönem olacak!

Yalnızca oteller değil, çok sayıda esnafta mali krizin altında kalmanın yaralarını saramadan kepenklerini indirip terk edecek bu kenti!

Yaz boyunca nedenlerini irdeledik krizlerin!

Şimdi kış boyunca çözümler için mücadele etme dönemidir!

Kemer, bu kışı hiçbir zaman yapamadığı kendi stratejik planına ayırmalı!

Kent envanteri için birlik halinde çalışmalar yapmalıdır!

Bu birlik ve beraberlik kent için olmalı!

Kentin geleceği için…

Yoksa yine her kış, bambaşka bir güzellik katarak bu kente yağan yağmurun altında kalan çok sayıda turizm çalışanı olacak..

***

İnanlar için rahmet ve bereket ayı olan, onbir ayın sultanı Ramazan ayını karşılamanın sevinci ve heyecanı içindeyiz!

Duaların kabul olduğu, her dakikasının inanan için bambaşka bir güzelliğe yelken açtığı şu günlerde yardımlaşmanın en güzel örneklerini sergilemeli!

Türklerin tarih boyu sergilediği gibi..

Ramazan ayı öncesini okullarımızı ziyarete ayırdım!

Ziyaretlere de devam ediyorum!

İnanın, her okulda bambaşka hikayeler karşılıyor sizi!

Yüreğinizi parça-parça bölecek durumda olan çocuklarımız var!

Onların ellerinden tutun!

Eğer vermeyi düşünüyorsanız bile zengin sofralarda zaten ihtiyacı olmayan insanlara iftar yemekleri vermek yerine okullarda öğretmenlerle görüşüp ihtiyacı olan ailelerimize yardım eli uzatın!

Eğitimin önemini her geçen gün daha fazla anladığımız, eğitimsiz olan toplumların nasıl sınıfta kaldığına ve başka ülkeler karşısında ne kadar ezik olduğuna şahit olduğumuz şu günlerde okuyamayacak durumda okullarına gidip-gelen, yağmurda sırtlarına alacak bir parça beze bile ihtiyaç duyan çocuklarımıza eğilin!

Yalnıza bu büyük ayda değil, her gün yapılması gereken bu davranış için adımlarımızı bu aydan atmaya başlayalım!

Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan yardımlaşma anlayışını sergileyebilmek için bundan daha güzel bir başlangıç olabilir mi?

***

Kurulan iftar çadırlarına, ihtiyaç sahibi olmayan insanların tencereler götürerek evlerine yemek taşıdıkları konusunda çeşitli söylentiler ulaşıyor kulaklarımıza!

Bu durumun, bir fakirin önünden tabağını almaktan hiç farkı yok!

Bunu yapanlar varsa hangi cesaret ile yapıyorlar!

Yada bu duruma nasıl göz yumuluyor anlayabilmiş değilim!

Bu konuda kesinlikle çadırlarda önlemler alınmalı ve ihtiyaç sahiplerine yemekler dağıtılmalı diye düşünüyorum!

Bu sorumsuzluğu yapanlara da uyarılar da bulunulmalı..

Evlerine yemek taşıyanların gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadıkları analiz edilmeli!..

İlâhî rahmet ve bereketin bir yağmur gibi yağdığı bu zaman diliminin; İslâm Dünyası için hayırlara, insanlık âlemi için de hidayete vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederim…

24 Eylül 2006

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir