Hizmet etmek veya hizmet ediyor gibi görünüp rant elde etmek…
Kemer, bu ana başlığı uzun süre konuşacak…
Koltuklarını ranta dönük hizmet sloganı ile kullananlar köşeyi dönen koltuk sahipleri anlamına geliyor…
Yani Kemer gibi turizm kentlerinde, koltuk sahibi olmanın önemi rantla birlikte anılıyor..
Dürüst, cebini değil, toplumun genelinin derdini düşünen, kendi refahı değil toplumun refah seviyesinin yükselmesi için çalışan adam olmak…
Bu kavramı çok konuşacak, çok tartışacağız…
Önce kim kurtulacak?
Kemer bu aynı zamanda köşe yazımın başlığı da olan kavramı, kış aylarında sıklıkla masaya yatıracak!
Bir turizm kentinde, turizm sektörünün başarıya ulaşması demek, sektörle birlikte büyüyecek esnaf, otelci ve dolayısı ile halk demek..
Önceliği burada iyi hesap etmek durumundayız…
Birileri mi?
Toplum mu?
Cebinde ev harçlığı, öbür cebinde borç çukuru olan vatandaş…
Şu an ki turizmci esnaf pozisyonu budur…
Bir elinde evine götüreceği ekmeğin parası…
Diğer cebinde ise kocaman bir borç deliği…
Önce evime sonra alacaklıya hesapları yapan, gergin bir esnaf ve turizm çalışanı var.
Benim yazılarımı köşelerine taşıyıp, “Milletin moralini bozuyor” diyenlerin keyifleri beni ilgilendirmiyor…
Ben gerçekleri yazmaya çalışıyorum…
O nedenle bu kalem hiç yalakalık kokmadı!
Şimdi bu adamların uşaklığını yapan düzen, esnafın, turizmcinin, “Evime mi, yoksa alacaklıya mı? gidecek” diye dert yandığı parasına da göz diktiyse…
Kıyamet işte o zaman kopmaya başlar…
Kemer’de sektörün rahatlaması adına atılmayan her adım, sektörü bitirir…
Yani, Kemer’in artık iş yapmadan oturan bir yerel yönetim anlayışı lüksünü taşıyacak durumu yok!
Bu lüksü değerlendiren seçmen demedi mi; “Birileri zengin olurken Kemer’in geneli neden fakirleşiyor? Buna artık dur demek lazım!” diye…
Şimdi bunu konuşuyor Kemer…
“Bizim, birilerinin kurtuluşu için verdiği çabayı bekleyecek zamanımız var mı?”
Bakın size çok basit bir örnek vereceğim;
Kemer Altın Nar Festivali’ni hepimiz yaşadık!
Bu festivalin giderinin 1 milyon TL’nin üzerinde olduğu konuşuyor..
Hatta artık biliniyor.
Bu Festival Kemer’e ne olarak geri döndü?
Turizm tanıtımında pay sahibi oldu mu?
Peki bu festivalden kim kazandı?
Kazanan kimdi?
Sorum gayet açık…
Kim?
Toplumun kazancını değil, KİM’lerin kazancı olduğunu sorguluyorum!
Peki ne olabilirdi?
Toplumun kazancını düşünen bir Belediye Başkanı …
İş başı yapar yapmaz, aynı rakamlara Kemer’e 5-10 bin kişi kapasiteli dev bir kongre merkezi kurup, bu kongre merkezinin ulusal ve uluslararası dev bütçeli kongrelerin yapıldığı bir yer olmasını sağlayarak Kemer’in kış turizminde önünü açabilirdi..
Bakın çok basit bir girişim, birilerini değil, Kemer’i kalkındırmak için atılacak dev bir adım olabiliyor…
Oteller sevine sevine bu kongre merkezinin pazarlamasını yapmış, kış satışları tamamlanmış, ilçede çok sayıda otel kongre turizmi sayesinde açık kalmıştı!
En kötü ihtimalle bir daha ki kış sezonu için satışlar başlamış olacaktı…
Bu ne demekti?
Kemer’e kongre için gelen, binlerce insanın sokağa inmesi…
Kışın esnafın ve turizmcinin kapılarının açık olması gerekçelerinden birinin gerçekleşmiş olması..
Şimdi hesabını yapın!
Bu dev kongre merkezinin bütçesi ne kadar?
Aşağı yukarı sizin festival bütçeniz kadar…
Şimdi derler ki, “Yaparız zaman çok!”
Zaman çok değil..
Maalesef…
Kemer artık, birilerinin yeni arabalarını, yeni evlerini duymak değil, Kemer’in genelinin kurtuluşunun başlamasını bekliyor…
Sözün bittiği yer
“Çok söyleyen değil, çok iş yapan yöneticiye muhtaçsınız… Hz. Ömer”
24 Eylül 2009