Bir bebek büyütmek avuçlarınızda…
Bir bebek…
Adımlara acemi, konuşmalara acemi …
Yüreğine kazıdığı vatansever künye ile büyük bir misyonu, daha küçük yaşta omuzlarına alan bir bebek…
Adını doğar doğmaz “Kemer Gözcü” koyduk!
Sayfalarında ki renkler, siyah beyaz değildi o zamanlar..
Henüz emekleyecekti, yürümek yada koşabilmek için..
Ve çok düşecekti, kalkmayı, sürekli ayakta durabilmeyi zihnine kazıyabilmek için!
Ona çok kulplar takacak, yüreğindeki vatanseverlik aşkına inat, çamur atabilmek için adeta birbirleri ile yarışacaklardı!
Biliyorduk!
Yılanlar hep farklı kılıklarda sokulacaktı…
Kısa sürede konuşmaya başladı!
O haykırdıkça doğru bildiklerini…
Yanlışların karşısında dimdik durdukça ve vatanseverlik aşkı ile tırnaklarını kanatırcasına yırttıkça miskin suratların gömülü olduğu bataklıkları, sinsi çakallar yapışacaktı ayaklarına…
Daha fazla yürümesin diye…
Hazırdık!
O nedenle dimdik durabildi ve o nedenle yürümeye başladığında koşmayı da öğrendi!
Sonra, el birliği ile yıkamayanlar, dinsiz akınlarının yönünü masa başı oyunlara çevirdi…
Beş yıl önce başlayan yıldırma, bezdirme ve yok etme harekatı şimdi farklı isimlerle, farklı biçimlerde sürüyor!
Kemer Gözcü’yü birilerine yakıştırmaya ve onurlu bir savaş veren aileye çamur atmaya devam eden, yılanlar hep olacak!
Biliyoruz!
Alnımız ak, başımız dik, doğru bildiğimiz yolda ilerlemeye devam ediyoruz…
Bugün Kemer Gözcü, bininci adımında…
Önce emekledi, sonra yürüdü, şimdi her gün koşuyor…
Doğru, tarafsız ve ilkeli yayın politikası adına yaşam savaşını veriyor!
Ve biliyor ki bu savaşı vermek kolay değil!
Çünkü, doğrunun, bağımsızlığın ve ilkeli yayıncılığın karşısında olanlar hep var olacak!
Bekleyecekler dizleri toprağın üzerine düşsün ve bir gün başını önüne eğsin diye…
Ancak, gözlerini kör eden, yüreklerinden ar ve iyiliği söküp alan iblisin dostu olan onlar için hep aynı nakarat, takılan bir plak gibi çalmaya devam edecek!
Kemer Gözcü ise yalnızca bin değil…
Binlerce defa her sabah, kapınızı çalmaya ve size ulaşmaya devam edecek…
Birinci sayımızda söz vermiştik..
Şimdi de tekrarlıyoruz!
Doğru ve bağımsız yayın anlayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz…
Sözün bittiği yer
Sen neye hazırsan, o da senin için hazırdır
29 Kasım 2006