Lunapark yeniden hizmete girdi.
Hayırlı olsun!
Lunapark’ın işletmecisi bize çatıyor!
Kendisi ile ilk Lunapark haberinin ardından telefonda da görüşmüştük!
Bize reklam vermek istediğini söylemişti…
“Biz reklam almak için haber yapmıyoruz…”
Öncelikle bunun altını çizelim!
Bugüne kadar ne haberlerde ne de yorumlarım da özel olarak kendisini hedef almaktan kaçınmıştım
Çünkü, konu Lunapark işletmecisi değil…
Ama kendileri yada yakınları, internet sitemizdeki yorumlarda şahsımızı hedef aldılar…
Biz, yine edep sınırlarını aşmayalım diyoruz…
Bu yazı Lunapark işletmecisine, bu yolla haberlerimize konu olan Kemer Belediyesi’nde ilgili takipçilere açık bir mektup gibi olacak…
İlk haber, bir kaygıyı aktarması bakımından önemliydi!
Çünkü, bu işin Kemer’deki geçmişi karanlık arkadaşım!
O Lunapark’ta çıkan olaylar, silahların konuşması, adam öldürülmesi…
Kemer’de gazetecilik yapmaya başladığım ilk aylarda Lunapark’ın yerinden kaldırılması ile ilgili çalışmalar yapılıyordu!..
Lunapark’ın Kemer’den kaldırılışı oldukça zor olmuştu!
Bir eğlence parkının nasıl bir zulüm parkına dönüştürüldüğüne kısmen şahit olmuştum!
Bu sektörün Kemer’deki geçmişinin böyle olması, elbetteki sizin de aynı şekilde bir işletme anlayışı ile çalışacağınız anlamına gelemez…
Ama aradan geçen 10 yıl boyunca bu karanlık geçmişi nedeni ile Kemer’e Lunapark açılmadığı gerçeğini de bir tarafa atamazsınız…
Bu durum, yeni işletmeye kaygı ile bakmayı gerektirir mi?
Bence gerektirir…
En azından kaygı duymamızı, yada vatandaşların yeni Park’a da kaygı ile bakmasını engelleyemezsiniz…
Kaygımızı ve var olan kaygıyı haber olarak yapmamızı da…
Dikkat ederseniz ilk haberde sizi hedef alan hiçbir şey yok!
Kaygılar var!
Kaygı var!
Çünkü, yapılan yer Lunapark yapımı için uygun değil!
Uygun olsa, işe başlamadan önce, sizin faaliyete girmenize göz yuman Belediye, birer resmi yazı ile kurumlardan buraya bu işin yapılıp yapılamayacağı ile ilgili bilgi alırdı…
Alınmadı!
Bunu yazdık!
Bu işe Kemer Belediyesi’nde “Olur”u verecek makamda ki hanımefendi, arsanın sahipleri ile aynı soyadı taşıyordu!
(Tesadüfen) bunu yazdık!
Bu park konusundaki kaygılar nedeni ile “Park’a dikkat” dedik!
Bunu size göre yazamayız!
Yazdık…
Kusura bakmayın!
Bu haberden sonra parkı belediye sahiplendi…
Daha sonra iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı olmadığını da mühürlendiğinde öğrendiğimiz işletmenize, bu mühür işlemi öncesi, Belediye’nin düzenlediği organizasyonla sünnet çocukları ziyaret etti.
Sonra, sizi daha çok sinirlendiren olay oldu!
Lunapark’ta taciz olayı!
Siz kaleme aldığınız hakaret dolu yorumlarınızda, “Her işletme de olabilir. Sonuçta eleman” dediniz…
İyi de arkadaş!
İşe alırken siz bu adamları araştırmıyor musunuz?
Kim? Diye…
Bir de sizin işiniz daha ziyade çocuklarla…
Yani en azından işe alırken adamın sabıkası var mı yok mu? soruşturmuyor musunuz?..
E bi zahmet soruşturun!
Çünkü, burada yaşayan vatandaşlar, böyle bir işletmeye çocuklarını gönderecek…
Size çocuklarını emanet edecek!
Oysa, siz bu suçlulukla, vatandaşlardan özür dileyeceğinize…
Bize hakaret etmeye devam ediyorsunuz!
Şimdi, Belediye işinizi çözdü!
Artık, anladığım kadarı ile işyeri açma ve çalıştırma ruhsatınız var…
Hayırlı olsun!
Bu yazı size kısa bir açıklama…
Artık, anladığınız şekilde anlamaya devam edin!
***
“Merhaba” yazısı aslında, köşe yazısının başında olur!
Ancak, lunaparkçının kendisinin yada yakınlarının yorumlarındaki çirkinlik sonrası bir açıklama yazısı gerekli olmuştu!
Yaklaşık 14 günlük bir süre Kemer’den ayrı kaldım!
İşimiz gereği, gecemiz gündüzümüz yok…
Aralıksız çalışma temposu sonrası, bir süre uzaklaşmak istedim!
İyi de oldu!
İzmir’in serin havasını soluduk!
Çandarlı, Foça, Karşıyaka ve Konak…
29 Ağustos’ta dönüş yolunda bile İzmir’in deniz kenarında ki toplu konutlarında Türk bayrakları dalgalanıyordu!
Bir gün önceden Bayramı karşılıyordu İzmirliler…
Gavur İzmir kondurmasına inat eder gibi…
Sonra Kemer…
Dün konutların yoğun olduğu caddeleri ve sokakları gezme şansı bulanlar…
Manzaranın da farkına varmıştır!
Kaç evden dalgalanıyordu Bayrağımız?
Biri gavur İzmir!
Diğeri Kemer…
Yorum sizlerin!
Sözün bittiği yer
“Hakikati konuşmaktan korkmayınız… Mustafa Kemal Atatürk”
30 Ağustos 2009