Bizim toplum olarak gelişmelere karşı gösterdiğimiz tepki, bıçak kemiğe dayandığı zaman mümkün olur…
Bu arada, duyarlılıklarını sergileyerek durumun önemini aktarmaya çabalayan insanların sözleri geniş kitleler yada sorumluluğu taşıyan kesimler için pek fazla bir şey ifade etmez….
Sancı büyüyüp geniş kitleleri sardığı zaman topyekun bir girişim oluverir ama iş işten ya geçmektedir, yada artık her şey için çok geçtir!
Bilimsel olarak sosyal bir analiz yapmaya gerek yok…
Olaylara karşı duyarlılığımızı sezinleme meselesidir bu!
“Etki tepki yaratır” doğrudur ama ateşin sardığı baca günümüzde maalesef yalnızca o bacayı ilgilendirmektedir!
“Ateş düştüğü yeri yakar” tabiri bu anlamda kültürümüze yerleşmiş bir deyimdir!
Ateş başka bacalara sıçramadığı sürece komşu bacaların altında yaşayanlar için sıradan bir ateş-vatandaş meselesidir!
Ta ki sıçrama başka bacaları da etkisi altına alana kadar!
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” söylevinin etkin ve yaygın bir şekilde sarıp kuşattığı bir toplum olduğumuz gerçeği de yukarıdaki misalleri doğrular!
Kemer’de her kesimden ortak bir ses olarak çıkmasa da ciddi bir bunalım mevsimi yaşanıyor!
Bacaların neredeyse tamamına düşmüş bir ateş var!
Yani, yılan herkese bir tarafından dokunuyor!
Esnaf içinden bazı arkadaşlar, dükkanlarına kepenk indirip memleket yolunu tuttu bile!
İcra dosyaları mevzusunu tekrar-tekrar açma yanlısı değilim ki ortada da öyle de bir gerçek var!
Devletimin İcra memurları haklı olarak alacak peşinde…
Otellerin bir çoğu satılığa çıkmış!
Akıllı yatırımcı artık otelcilikten uzak duruyor!
Deneyimsiz yatırımcı otel alıp-otel açıyor!
Kış aylarında açık olan kimi oteller kapatma kararı aldı!
Bu bunalım mevsiminde herkesin tek derdi “günü kurtarmak”
Bunu yadırgamak da olanaksız…
Çünkü, vatandaşın yüreğinde borçluluk sancısı, cebinde parasızlık, dolayısıyla genel olarak bir geçim derdi telaşı hakim!
Ancak, geleceğini düşünen turizmcinin kenetlenerek, el birliği ile cebindeki paraya kasteden etkenlerle mücadeleye ihtiyacı var!
En büyük tehlike bu durumla mücadelede etkisiz kalınıyor olması!
Başta da söylediğim gibi ateş bir bacada değil!
Herkesin bacasını sardı!
Bana dokunmuyor dediğiniz yılan(Geçim derdi) büyüdü kenti sardı!
Şimdi memleketin genel haline kızıp serzenişte bulunulacağına, sivil toplum gücünün pekiştirilmesi gereken adreslere; dernek ve birliklere sarılmak gerek!
O dernekler güçlendikçe “ortak ses” daha gür çıkacaktır!
Mesele tanıtım…
Mesele Her Şey Dahil…
Mesele Avrupalı turistin adres değiştiriyor olması!
Mesele turisti çarşıya çekmek…
Mesele her neyse!
Buyurun, ellerinizi taşın altına koyun!
Artık, kimsenin genel rahatsızlıktan uzak durma şansı yok!
Çünkü senin-benim baca diye bir kavram kalmadı!..
Sözün bittiği yer
”Sen neye hazırsan, o da senin için hazır”
Saffet Yenigün – 11 Eylül 2006