AKP Kemer İlçe Teşkilatı Danışma Meclisi toplantısında yapılan açıklamalar uzun süre konuşulacak ve tartışılacak diye düşünüyorum…
Bugün sabah saat 09:30-11:30 saatleri arasında bu konuşmaları canlı olarak www.kemergozcu.com adresimiz üzerinden yayın yapan RADYO KEMER’de yaptığım haber-yorum programında da dinleyebileceksiniz.
Burada üç önemli nokta ortaya çıkıyor…
Bunlardan ilki ve belki de en önemlisi AKP Antalya Milletvekili Osman Akman’ın AKP iktidarını Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk yılları ayrıca Çanakkale ve Kurtuluş savaşı ile bir tutması…
Ön plana çıkan ikinci açıklama AKP İlçe Başkanı Zafer Yaman’ın üyelerine yönelik olarak yaptığı sert çıkışlarla dolu açıklama…
Salonun tamamen dolmaması ve üyelerin bir çoğunun toplantıya katılmamasına sinirlenen Yaman’ın “Kendi işlerinizi takip ettiğiniz kadar bağlı bulduğunuz siyasi partinin faaliyetlerine de önem verseniz…” şeklinde ki açıklamasının altında bazı gerçekleri de rahatlıkla gözleme şansını elde ediyorsunuz!
İktidar partilerinin esasen içinde bulunduğu bir durumdur, talepler ve isteklerle uğraşmak, ancak işte tam bu noktada yılların siyasetçisi Başkan Akman’ın dile getirdikleri de denizin altından yükselmeye başlayan bir deniz altının duruşunu sergiler mahiyetteydi!
Eminim o deniz altı sessiz çıkışının sonunda büyük bir gürültü ile denizin üzerine çıkarak durumunu gün ışığında sergileyecektir!
Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir, yalnızca bir siyasi parti her şey için yeterli değildir.
Safların, surların arasındaki bağlantıyı yapabilmesi için o siyasi partinin ideolojik anlamda hazmedilen bir yerde olması gerekir!
AKP bir ideoloji partisi midir?
Genel seçimlerden çok kısa bir süre önce kurulan parti, geçmişte olduğu gibi tek adam üzerine biçimlenmiş ve halkın karşısına çıkmıştır!
Tabanın taban olması ancak uzun yılların geçmesi ile mümkün olacaktır!
İlçe Başkanı Yaman’ın atladığı bazı gerçekler var ve bu gerçekler zihninde büyük bir şimşek oluşturmuş durumda!
Evet. Başta da söylediğim gibi tabana tam ve doğru şekilde yerleşmemiş, yalnızca iktidar olduğu için çok sayıda üyeyi saflarına katan bir siyasi partide Belediye Başkanı, İlçe Başkanı olmak için yada eşinin dostunun işini görmek için bulunan çok sayıda isim yer alacaktır!
Hatta ideolojik anlamda yerleşmiş, kök salmış siyasi partilerde bile sırf menfaatleri doğrultusunda hareket edebilme özgürlüğünü elde edebilmek için parti içinde güçlü konumlara gelen insanların sayıları azımsanamayacak kadar çoktur…
Sizin de örnek vererek açıkladığınız bu tür isimler Belediyelere, Birliklere kısacası önemli yerlere kendi istedikleri isimleri getirmek için çabalarlar!
Ayrıca yine bu tür isimler yalnızca hedefe oynadıkları bu insan için çalışıp, partide ki diğer insanları ihmal edebilirler!
Sonuç olarak, diledikleri noktaya ulaştırdıkları insanın artık önünde değil ardından kalırlar!
Artık hedefleri, yukarıya sürükledikleri insan belirler!
Önce merdiven olan o kişi, kendi basamakları ile taşıdığı kişiyi artık merdiven olarak görmek isteyecektir!
Kısacası siyasi partilerin, hele-hele iktidar olan daha iyisi tek başına iktidar olan bir siyasi partinin tabanında sizinde dile getirdiğiniz şekilde insanlar olacaktır!
Mesele onlardan arınmak…
Ancak püf nokta; “Arındırılmadan arınmak”…
Sözün bittiği yer
“Kendi gelecekleri ile ilgili planları olmayanlar, başkalarının planlarına dahil olurlar”
Saffet Yenigün – 14 Eylül 2006