Kış sezonunu karşıladığımız şu günlerde genel olarak Kemer’deki dev tesis yatırımlarının hatalarını algılama dönemine giriyoruz!
Turizm sektörü ile ilgili haberlerde bu günlerde birinci sırayı kongre turizmi alıyor!
Uluslar arası bu kongrelerin adresi ise Belek ve Kundu!
Kemer’le kıyaslanamayacak durumda olan bu iki turizm destinasyonu “beton kent” yada “alt yapısız hatalı destinasyonlar” olarak değerlendirilse de yatırımların doğru olması son derece önemli kongrelere ev sahipliği yapmalarına neden oluyor!
Bu tür dev kongrelerin ise kente sağladığı getiri ortada!
Kemer’de kısıtlı sayıda olan toplantı salonlu tesislerimizin ise bu operasyonları, Kemer’i kış aylarında kurtarmaya yetmiyor!
Bazı geniş toplantı salonları olan tesisler ise riske girmeden kış döneminde kapılarına kilit vurmayı seçtikleri için kayıp daha fazla oluyor!
Golf sahası olmayan, futbol sahaları ve kongre salonları yetersiz kalan kentimizin kış alternatifleri konusunda çalışma yapması gerekiyor!
Yıllardır turizm profesyonellerinin beklentisi bu!
Fakat, bu manada harekete geçmesi gereken birimlerin işleyişindeki yavaşlık aradan geçen yıllara rağmen Kemer’in yerinde saymasına neden oldu!
Kültür turizmi konusunda da aynı sorun mevcudiyetini koruyor!
Yüzlerce tarihi kentin çevrelediği Beydağlarının hemen yamacında bulunan kentimizin içerisinde de sayısız tarihi kent mevcut!
Hatta bunlardan bir tanesi Kemer’in tam merkezinde yer alan İdyros…
Halihazırda çevresi tel örgülerle Kaymakamlık girişimleri ile çevrilen kentin turizme açılması için yaklaşık beş yıldır hiçbir çalışma yapılamadı!
Kemer’de turizm yelpazesini genişletmek ve kış turizmini canlandırmak adına çalışmalar yapan KETAV ve KETOB gibi kurumlarda gereken desteği ne tam manasıyla sektörden ne de devletten bulamıyor!
Bu nedenle hala bu eşsiz turizm kenti kimlik bunalımını aşmış değil?
Biz hala, her yıl hangi ürünle yola çıkılacağı sorusuna yanıt aramakla meşgulüz?
Bu sorular dağ gibi büyürken, “doldur-boşalt turizmi” devam ediyor…
Klasik, “Deniz-kum-güneş” üçgenini aşamıyoruz!
Eğlence turizminin yapılandırılması da bir kenarda bekleyen başka bir ürün türü!
Gece kulübü işletmecilerinin kendi birikimleri ve yetenekleri ile geliştirdikleri bu sektör de Kemer’in turizm yelpazesine kendiliğinden giren bir unsur!
Eğlence denince ilçemizin adının muhakkak listede yer alıyor olması bu ürünün gelişmesi için yeterli değil…
Kemer’in, Bodrum’u eğlence turizmi konusunda geride bırakması için daha geniş kapsamlı ve derli toplu bir çalışma yapılması kaçınılmaz!
Tüm bu sorunların kent olarak, sektör olarak altından kalkılabilmesi için, Yerel Yönetim-Yerel İdare ve Sektör dayanışmasının ciddi anlamda sağlanması gerekiyor!
Fakat, ne yazıktır ki, bugüne kadar Kemer, bu dayanışmayı sağlayabilmiş değil!
Dayanışma ve güç birliğinin sağlanamadığı her gün ise bu manada Kemer’in kaybının artmasına sektörün büyük yaralar almasına neden oluyor!
Daha sonra telafisi mümkün olmayacak yaraların artması ise Kemer’in kendi kendine bitmesine, prestij kaybının sürmesine neden olacaktır!
Alt yapıda aşılamayan maddi engeller…
GATAB meselesi…
Belediyelerin arasındaki uçurumlar…
Şahsi çıkarların, kent çıkarlarının önünde yürümesi…
Kemer’in aşamadığı sorunlar…
Bu kış sezonu da aynı sorunlar tartışılacak..
Umuyoruz, önümüzdeki yaz sezonuna girdiğimiz günler bu sorunların bir bölümünün aşılması için çabaların arttığı günler olur!
Sözün bittiği yer
“Yeterli zamanım yok deme… Pasteur, Michelangelo, Leonardo da Vinci’nin de günleri 24 saatti…”
1 Kasım 2007