Kemer tarihinde ilk defa sualtı zenginliğini arttırmak ve turizmin bu çeşitlilik yönüne gönderme yapmak amacı ile bir gemi batırıldı!
Tekirova’da bu ilke tanıklık etmek gerçekten güzeldi…
Deniz turizminin nimetlerini tanıtma, sualtında yatan tarihi zenginlikleri sektöre kazandırma adına yıllardır yapılamayan çalışmaları düşününce, bu organizasyon son derece önemliydi!
Bu manada çok defa eleştirdiğim GATAB ve Tekirova Belediye Başkanı Yusuf Üras’ı ve bu organizasyon konusunda çalışma yapan kişileri kutluyorum!
Ancak daha önce bu köşeden çok defa Üç Adalar’ın zaten dünyaca ünlü bir dalış noktası olduğunu, Üç adalar dışında dalgıçların alanını genişletmek ve bu amaçla yapılan turlara zenginlik katılması amacı ile bu batırma işlemlerinin daha farklı bir yerde yada yerlerde yapılması gerektiğini yazmıştım!
Bu görüşü hala taşıdığımı da belirtmek isterim…
Organizasyona gelince, benim açımdan GATAB Müdürü’nün şahsıma sarf ettiği oldukça sinir bozucu ve tahrike açık söz ile organizasyonun medyaya yansıması açısından son derece geç bir saate kadar sarkması dışında bir sorun yoktu!
Bu organizasyonun artık gelenekselleşen ve yedincisinin organize edildiği Sualtı Günleri ile bütünleştirilmiş olması da takdir edilecek bir durum ki, Kemer’de bu tür organizasyon zenginliklerinin artmasından yana olduğumuzu her fırsatta dile getirmiştik!
Diğer yandan, Kemer’de artık gelenek haline gelen Sualtı Günleri fikrini ortaya atan ve bu fikri yaşatmak için büyük çaba sarf eden, başta Aydın Aytuğ ve Hakan Öniz ayrıca bu organizasyon için çok büyük çaba içerisinde olduğunu bildiğim Filiz Ceylan gibi isimleri de unutmamak gerekiyor!
Eminim ki, henüz tek haneli rakamlarda olan bu organizasyon, gelecek yıllarda daha geniş çaplı ve çok daha çarpıcı boyutlara ulaşarak, Kemer’in marka değerine yada marka olma yolundaki gidişatına katkıda bulunacaktır…
ÜÇ 19
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı konusunda aylar önce Kemer Kaymakamımız koordinesinde gerçekleştirilen çalışmalar toprağa savrulan değerli bir tohum niteliğindeydi…
Her ne kadar bu süreç içerisinde gerçekleştirilen Gençlik ve Spor organizasyonlarına halkın katılımı tam manası ile sağlanmış olmasa da yıllar geçtikçe, bu girişimin meyvelerini toplayabileceği inancını taşıyorum!
Ancak, Gençlik Bayramı dışında da 19 Mayıs kavramının ulusumuz adına taşıdığı değerin daha iyi anlaşılması için de çalışmalar yapılması gerektiği kanısındayım!
Yeni Türk devletinin temellerinin atıldığı bu günün öneminin, ciddiyetinin daha iyi kavranması adına, hatta genç zihinlerin belleklerinde birer mıh gibi kalması adına yapılacak çalışmalar…
19 mayıs 1919…
Türk tarihinin dirilişinin işareti gibi duran Üç 19, bu millet için büyük bir anlamı, hiçbir zaman akıllardan çıkmayacak önemli bir şifreyi içinde barındırmakta!
Bu bir milletin kurtuluş mücadelesinin önünün açıldığı gün!
Karanlığı yırtan şifre!
Parçalanmış bir vatan toprağı ile diriliş için bir mucizeyi bekleyen, uçurumun kenarındaki halkın diriliş destanı!
Bu destanı yazanın yine millet olacağını söyleyen Ulu Önder, “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” Demişti…
Bu millet, bu günleri, yalnızca bugün değil her zaman andığımız, manevi huzurlarında saygı ile eğildiğimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve elbette büyük Türk milletinin azim ve kararlılığı ile aşmıştır!
İşte, bizler o kararlılık uğruna şehit düşen, gazi olan yüz binlerce vatanseverin torunları olarak, duyduğumuz gururla geleceğe güvenle bakıyoruz!
Ne mutlu o onurlu günleri yaşayan onurlu millete…
Ne mutlu onların torunları, çocukları olanlara…
Ne mutlu Türk’üm diyene!
19 Mayıs 2008