Kemer’de ne yaparsan yap, ister esnaf, ister otelci, ister gazeteci…
Bir tarafta duracaksın…
Ya o tarafın adamı olacaksın ya bu tarafın!
Ortada durduğunda, objektif duruş sergilediğinde güçlü değilsen başına çorap örüyorlar!
“Benim fotoğrafım neden karede yok?”
“Beni özellikle yazmadınız”
“Konuşmalarımın tamamını yazmamışsınız!”
“Siz x kişinin adamısınız”
“O tarafı yazdın mı, siz öbür x kişinin adamısınız!”
Herkesin adamı ilan edildik…
Bu yetmedi, baktılar onları da yazıyoruz!
Başka yerlere sokmaya çalıştılar!
Telefon açıp yazılan yazıların hesabını sordular!
“Bunu nasıl yazarsın!”
“Sen kimsin!?”
“Kendinizi ne sanıyorsunuz?”
Hani adamların gözü kararsa, haber yaptık diye kafamıza silah dayayacaklar!
Belediye Meclis toplantısında yaşanan kavgada bunlardan biri!
Belediye Başkan yardımcısı bir belediye meclis üyesinin boğazına sarılmış!
Haber yapmışız!
Olayı anlatan yorum kaleme almışız!
Konuşmalara dikkat edip kim ne yapmışsa onu yazmışız!
Ne varsa o!
Biz de kıvırma yok!
Sen misin yazan!
Sabah mesaisi başladı!
Aslında akşamdan da başlamıştı!
Geçtiğimiz haftalarda beni telefonla arayan Hakan Tuncer, meclis toplantısında onun cümlelerine fazla yer vermediğimiz gerekçesi ile bize işimizi öğretecek gazeteciliğin inceliklerinden dem vurmuş, kendince fırça atmaya kalkmıştı!
Biz ne varsa onu yazıyoruz!
Dün de doğrunun peşindeydik bugünde öyle!
İşimizin gereğini yerine getiriyoruz!
Her gün bin türlü eziyetle adam gibi bir gazete çıkarmaya çalışıyoruz!
Suçumuz varsa Adli makamlar dışında da kimseye hesap vermek zorunda değiliz..
Dün böyleydi!
Şimdi de Hakan Tuncer’in adamı olduk!
Bilici’nin kavga haberini yazdık diye tehditkar telefonlar alıyoruz!
Tuncer’in şikayet ettiği adamlardan!
Gayet açık;
“Neden O’nu savundunuz?”
Biz kimseyi savunmuyoruz!
Kimsenin yanında durmuyoruz!
Vitrinde duran herkes, adı ne olursa olsun bizim için haber değeri taşır!
Yapılan yanlış varsa, haberdar olduysak yazarız…
İşimizin gereği bu!
Bunu idrak edin!
Bu gazete doğruları yazdı diye basılmıştır!
Çalışanlarımız tehdit edilmiştir…
Yolda önümüz kesilmiştir!
Bunları da bugüne kadar tek-tek yazdık!
Bu rant düşkünü çakalları birer-birer gün yüzüne çıkardık!
Bizi sevenden fazla sevmeyen, kin ve nefret besleyenlerin de olduğunu biliyoruz!
Bizim arkamızdan söylenen sözleri, çevrilen filmleri de tek-tek biliyoruz!
Biz çakaldan korkmadık!
Korkmayacağız da…
Maske takıyorlar!
Bize gülümseyip, bize selam veren, çayımızı içip arkamızdan küfreden bu maskelileri de iyi tanıyoruz!
Telefon açıp tehditler savuranlar da, o sözlerin hesabını elbette verecektir…
Burası dağ başı değil!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasalarına sonuna kadar güveniyoruz!
Bizi kara paralarla satın aldıklarıyla aynı kefeye koyamazlar!
Gözümüzün gördüğü hiçbir şeyden korkmadık!
Korkmayacağız da…
Bizi kamçılayan, çalışma azmi ve isteğimizi en üst seviyeye çıkaran tehditkar sözlerin sahipleri;
Kimliğimiz ortada!
Adresimiz ortada!
Allah’ın verdiği bu canlar ortada!
Korkan da, bildiğinden dönen de namerttir!
Biz GAZETECİLİK yapmaya devam edeceğiz!
Sizde de yürek varsa elinizden geleni ardınıza koymazsınız!..
05 Mart 2008