Yerel seçimler yaklaşırken, partilerin adayları için hedef gösterdikleri yer en az belediyeler kadar GATAB’tır da…
Yerel seçimlerin ardından ikinci raunt GATAB için yapılacak!
Oysa, Birlikler Yasası’nın değişmesinin ve atanmışların yerine birliklerin başına seçilmişlerin gelmesi sağlandıktan sonra ilk yazımda, bu durumu eleştirmiş, birliklerin başında siyasetçilerin olmaması gerektiğini savunmuştum!
Bu, bir anlamda demokrasiyi anlamamak gibi de algılanmış olabilir!
Ancak, seçilmişlerle siyasetçilerin arasındaki farkları ortaya koyduğunuz zaman bu durumun gereği gün gibi aşikar oluyor!
Bu konuda yaptığım yorumlar, hem şimdiki GATAB Başkanı hem de GATAB başkanlığına aday olanlar tarafından yanlış anlaşıldı.
Seçimlerin hemen ardından GATAB yarışı da başlayacağı için bu konudaki fikrimi bir defa daha gündeme getirmek istedim!
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu yana gelen yönetici yetiştirme sistemimiz bu konuda büyük yol alan, Fransız Ulusal Yönetim Okulu’nun ilk şeklini almasında dahi etkili olmuştur! Bu etkileşimi açıkça kendileri defalarca belirtmiştir!
Yönetim bir bilim dalı ve bir sanattır!
Yönetim ve siyaset uzun süre bir arada değerlendirilse de, dünyada özellikle 1880’li yıllardan sonra kamu yönetimi siyaset bilimi birbirlerinden ayrı olarak ele alınmış ve bağımsızlık kazanmışlardır…
Siyasetçi olan yönetici ile kamu yöneticisini birinden ayıran özellikleri sıralayınca, söylemek istediğim daha iyi anlaşılacaktır!
Siyasetçi olan yönetici, sonuçlara ulaşmak yerine konumunu korumak ister!
Çalışanlarına hesap sormak yerine onlar tarafından sevilmek ve popüler olmak ister!
Yeterli bilgi ile donanıp karar vermek yerine, kesin karar vermek, çalışanların farklı düşünerek ifade etmelerini sağlamak yerine uyum içinde olmak, yani açılımlara olanak sağlamak yerine yara almamak arzuları vardır!
Oysa kamu yöneticileri, yani mülkiyeliler aldıkları eğitimin gereği olarak; çalışanlara düşüncelerini açıkça ifade etmeleri hususunda güvenen, farklı düşüncelere fırsat veren, kesinlik yerine açıklığı tercih eden, popüler olmak yerine, hesap sormayı tercih eden bir yapıya sahiplerdir. Özelliklede kendi konumlarını korumak yerine sonuçlara ulaşmayı hedeflerler. Zaten bu şekilde hareket eden yöneticiler, halk tarafından da hak ettikleri sevgi ve saygıyı alır!
Yönetimde yer alacak, siyasetçi ile devlet adamlarını birbirinden ayıran temel unsurlar ve bu unsurların bilimsel açıklamaları kısaca geçtiğim bu özetlerin içinde yer alıyor!
Bu manada özellikle Kemer gibi tek kaynağı turizm sektörü olan ve her beldesi ile ayrı birer marka olmayı hak eden ilçeler yada illerde bu sektöre hakim olan birliklerin yönetiminin siyasetçilere bırakılması yanlıştır!
Yalnızca, bu duruma makul bakmak, Kemer’in beldeleriyle birlikte temsil edildiği, tek belediye olduğu zaman mümkün olacaktır!
Zaten, bu fikri defalarca GATAB Başkanı Yusuf Üras’da GATAB Başkanı olduktan sonra ifade etmiştir.
Kemer’in bu dönemini kaybetmesi, belediyelerin arasına uçurumun girmesi, GATAB kaynaklı olmadı mı?
Bunun tekrarının yaşanmaması için yerel seçimlerin ardından GATAB’ın idaresini eline yeniden, eskiden olduğu gibi, kamu yöneticileri, Kaymakam yada Valiler, yani atanmışlar almalıdır!
Sözün bittiği yer
“Eğer birini gerçekten seviyorsanız, ona sürekli kızgın kalamazsınız. Yaptıkları yüzünden ondan ne kadar nefret etmek isteseniz de, kalbiniz size izin vermez. – Karen Kan”
12 Kasım 2008