Türk turizminden ekmek yiyen insanların, daha fazla idrak edebilecekleri bir konudur Phaselis…
Phaselis antik kentinin içine düştüğü durum, turizm sektörü konusunda, ülkemizin nasıl bir alt yapıya haiz olduğunu da ciddi anlamda sergiler!
Neredeyse 150 bin yatak kapasitesine ulaşan ilçemizin, ağırladığı yerli ve yabancı misafirlerinin ziyaret edebilecekleri en önemli değerlerin başında gelen ören yerinin enerjisinin kesilmesi, hayretler içinde izlenebilecek bir durumdu!
Buna keza, Phaselis’i bir yılda 150 bin turist ziyaret etmiş ve 650 bin YTL gibi önemli bir gelire imza atmıştı!
Elektriğin açılması için gerekli para ise 1.712.10 YTL…
650 bin YTL nerede, 1,712 YTL nerede!…
Bu sistemi, bu ülkede turizmden ekmek yiyenlere birileri açıklamalı!
Bu sistemi, birileri sorgulamalı!
Şimdi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu kavrayamadığımız ve anlam veremediğimiz durumuna Kemer’den bir işaret geldi!
Biz eleştiri kadar insanlara yaptıkları akılcı adımları dolayısı ile tebriklerimizi iletmeyi de biliriz!
Yusuf Üras, bir vatandaş olarak çıkartıp kendi cebindeki parası ile soruna noktayı koyuverdi!
Ancak bana kalırsa sorun burada bitemez!
Kültür ve Turizm Bakanlığı içerisinde Bakan Koç’un açıklamasına göre konu ile ilgili başlatılan soruşturmanın neticesini büyük bir merakla bekliyoruz!
Sahiplenemeyen elektrik borcu…
Hem de ülkemize ciddi bir getirisi olan Phaselis antik kentinin!
O kadar ilginç ki, ben yarın Merkez Bankasının elektrikleri borcundan dolayı kesildi deseler şaşırmayacağım!
***
Dün Beldibi beldemizde yaşayan Adnan Altındal isimli vatandaşımızdan bir ileti aldım!
Altındal, iletisinde Kemer’in içine düştüğü ciddi bir sorunu yineliyor!
Beldibi plajında uğramış olduğu bir haksızlığı ifade etmeye çalışmış ki, bu haksızlıktan dolayı çok sayıda vatandaşın hatta sahil bandının dışında kalan diğer otellerin de muzdarip olduğu aşikardır!
Altındal, iletisinde özetle şunları aktarmış; “ Ben Adnan Altındal. Antalya Beldibi’nde yaşıyoruz. Yüzmek istediğimizde kesinlikle yer yok. Kimse bizi denize sokmuyor. En son bir otelin gasp edilmiş plajından geçmek istedim yüzmek için kayalıklara bile bırakmadı. Ben denizin milletin ortak malı olduğunu söyledim güvenlik bana milleti … dedi.
Benim patronum burayı gasp etmiş kimse giremez. Her taraf aynı. Kimseyi denize sokmuyorlar tam üç km Beldibi’nde adım atmak mümkün değil. Benim 8 tane yabancı dilim var . Uluslar arası ilişkiler mezunuyum. Artık yolumu buldum. Yabancı dillerle Ermeni’yim diyorum. Beni baş tacı ediyorlar. Yunan’ım diyorum baş tacı ediliyorum. Şimdi size söylüyorum nerde benim Türklüğümün şerefi.. Bize bunu reva gören yöneticilerimizi şiddetle kınıyorum. Onlar şunu bilsinler ki vatandaş olarak benim değerim onların yanında ne kadarsa onlarında değeri benim gözümde o kadardır. Bizi aşağılayan zihniyet utanmalı.
AKP iktidara geldiğinde sevinçten akan o duygularıma yazıklar olsun. Yazıklar olsun bize hayvan muamelesi yapanlara. Nerde kaldı Türklüğün şanı. Bir laf var eğer sen ailene, vatandaşına eşek muamelesi yaparsan elin adamı hemen onu eyerler ve binerler”
Sözün bittiği yer;
“Büyük acılar sessizdir…”
5 Temmuz 2006