Üç gün gibi bir süre Kemer’in gündeminden İstanbul’da ki program nedeni ile kopuk kaldım…
Döndüğümde muhabir arkadaşlarımızın hazırladıkları haberleri ben de sizler gibi okuyucu gözü ile irdelemek durumundaydım!
Haberlerde ortamın kokusu, yaşanan gelişmelerin fotoğrafının altında ki realite bambaşkadır!
Bu nedenle biz gazeteciler için haberi yaşayabilmek büyük bir şanstır!
İstanbul dönüşümde beni bekleyen en önemli haberlerden biri KETAV, KETOB ve GATAB’ın Limak Limra Otel’de düzenledikleri toplantıydı!
Toplantının notları ortada!
Neredeyse boş bir salon ve konuşmacıların salonun boş olması ve dolayısı ile ilgisizlik nedeni ile dile getirdikleri sitemleri!
Toplantıda ele alınan “ilgisizlik” eğer Kemer’de turizm kötüye doğru gidiyorsa tek suçludur diyebiliriz.
İlgisizlik nedeniyledir bu kötü gidişin nedeni!
Her anlamda oluşan duyarsızlık nedeni ile!
Bu zaten Kemer için alışılagelmiş bir kavram o nedenle her zaman değerlendirebildiğim bu kavram üzerinde fazla durmadan, toplantıda ki ilginç bir açıklamayı dile getirmek istiyorum!
Gazetemizin dünkü manşetini…
Tekirova Belediyesi ve GATAB’ın başkanı Yusuf Üras’ın “Barış için savaş gemilerini üç adalara batırma” fikrini!
Öncelikle turizmin daha iyi yerlere gelebilmesi için gösterilen her türlü çabayı kutlamak gerektiğine olan inancımı bir defa daha yenilemek isterim.. Bu bağlamda tüm önerilen projeler değerlidir!
Ancak, mantıklı olabildikleri sürece!
Bu önerileri eleştirmek, tartışmak ve bu şekilde değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum!
Bu Konu hakkında ki eleştirimde, diğerleri gibi tepkiyle karşılanacaktır!
Ama bu tepkiler açıkçası umurumda değil!
Eleştirinin değeri anlaşılsa da anlaşılmasa da eleştirmeye devam edeceğiz…
Bu bahsi geçen proje zincirleme halinde benim aklıma farklı projeleri getirdi; “Phaselis antik kentinin içine Disneyland, Olympos dağına dev bir akvaryum, Çıralı plajına 10 katlı bir müze” gibi…
Dünyanın sayılı dalış alanlarından biri olarak gösterilen, büyük bir bölümü taşıdığı tarihi doku nedeni ile SİT alanı olan üç adalar bölgesine savaş gemileri batırmak Üç adaların ekolojik dengesine ve derinliklerinde yatan tarihi dokuya büyük bir darbe indirmek olur!
Bu nedenle bana göre tamamen talihsiz ve mantık dışı bir projedir!
Ben her zaman buradaki yazılarım ve yüz-yüze yaptığım görüşmelerde şunun kavgasını verdim; “Kemer’de var olan değerleri tanıtın… Anlatın… Gün yüzüne çıkmayanları çıkartın.. Önce bu değerlere sahip çıkın!”
Ancak nedendir bilmiyorum, her defasında atılan adımlar sanki Kemer’de hiçbir değer yokta değer yaratalım çabası ile yapılıyor!
Kemer’i bilmeyen, Kemer’in yapısı hakkında hiçbir bilgisi olmayan insanlardan yardım isteniyor!
Kemer’in elinde hiçbir malzeme yoktur!
O zaman buyurun malzeme üretelim…
Ancak bu kadar büyük bir malzemeyi görmezlikten gelip bunları açığa çıkartmak ve daha iyi tanıtmak yerine malzeme ekleme derdine düşmek bana kalırsa tamamen mantığa aykırı bir harekettir!
Ben her defasında Kemer’in sahip çıkılmayan değerlerini bu köşeden sizlerle paylaşmaya gayret ettim…
Bu konuda bir tekrar yapmak istemiyorum!
Kemer’de develeri güreştirme fikrini taşıyanlardan barış için savaş gemisi batırma fikrine hatta denize projesiz programsız anıt dikmeye kalkan mantıktakilere tekrar seslenmek istiyorum; “Var olan değerlerimizi tanıtmak ve ortaya çıkartmak için çaba sarf edin!”
Temelsiz ve mantık dışı hayallerle değil!
Sözün bittiği yer
“Bizim bilgimiz, başkalarına yüksekten bakacağımız bir kale değil, ulusal varlığımızı koruyacak bir zırh, yaşama güzellik verecek zengin bir hazine olmalıdır”
19 Mayıs 2006 Saffet Yenigün