Yağmur yeniden gösterdi kendini…
Tam da güneşli günlerle karşılayacağız derken bayramı…
Yağmur, sert ve şiddetli yüzüyle hapsetti hafta sonu bizi evlere…
Oysa daha bir kaç gün önce Ocak ayında denize giren turistleri haber yapıyorduk!
Daha birkaç gün önce yazdan kalma günleri yaşıyorduk!
Yağmur sadık kaldı geleneğine, yılın bu zamanlarında böyle yağmalıydı ve böyle felç etmeliydi Kemer’i…
Kemer, bir turizm kenti olabilirdi…
Ama su geçiriyordu asfalt…
Su geçiriyordu binalar…
Üzerine giydiği turizm paltosunun ardında sırıtıyordu Kemer.
Turizm giysisi böyle havalarda yakışmıyordu bu güzel kente…
Yollarında yarıklar, derelerinde seller olabiliyordu.
Bunu biliyordu yağmur.
Açıkta kalan yanlarıyla utansın diye yağdı.
Utansın birileri eserleriyle diye.
Toprak yeni yapılan yollara akıyordu.
Anlamsız bir şekilde eştiler bunun için diye…
Yağmur ve toprak bir olmuştu yani…
Tabiatın bir isyanıydı bu.
Aslında yağmur her zaman böyle yağardı bu kente ve ağaçlarını yitiren toprak böyle akardı yollara…
Yani yağmur aynı yağmurdu…
Toprak aynı toprak!
Sadece müdahaleyi yanlış yapanlara haykırıyordu.
Neşteri yanlış vuranlara…
Çarpık yapılaşmanın üzerine “Burada turizm var” diyenlere…
Bu bir seslenişti.
Geleneksel bir doğal sesleniş…
Her yıl bu zamanlarda alışılagelmiş bir gelişmeydi yaşanan.
Pek fazla insanda isyansızdı artık!
Ama turizm vardı burada…
Otellerinden çarşıya sallarla mı gitmeliydi turistler?
Onlar çok şaşkındı.
Nasıl anlatacaksın ki bu durumu bilmeyene…
“Tek suçlu bizleriz”
“Bak şu beş yıldızlı otel var ya, orası bataklıktı önce. Şu tatil köyü ve yan yana sıralanan o konutların bulunduğu yer dere yatağıydı…”
Anlatamazdık işlediğimiz bu suçu o kadar açıkça…
Artık duble yolun iki yanına dikilebilir belediye standartlarına uygun rengarenk levhalar,
“Taş düşebilir. Toprak kayabilir”
Burada her şey olabilir…
Ama “Tabiatla oyun olmaz” da demeli birileri…
Tabiatla bu kadar plansız oyun oynanmaz.
Yağmur sadık kalmıştı randevusuna…
Hep bu zamanlarda burada olur kendisi…
Fırtına tanıdığımız o bildik fırtına…
Kayan toprak aynı toprak..
Değişen bunlara neden olan ve sayıları gittikçe artan taş bloklar..
Kış aylarında yaşanan aynı telaş…
Ve her kış, şu manzaralarla üzerine giydiği turizm paltosunun altında sırıtıyor Kemer…
Turizm giysisi böyle havalarda yakışmıyor bu güzel kente…
17 Ocak 2005 Saffet Yenigün