Biliyorsunuz, artık sokağa çıkma yasağı olmadan sayılıyoruz..
Bu anlamda Kemer ilçe Nüfus Müdürlüğü’nde de büyük bir çalışma temposu yaşanıyor…
”Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi”, bir başka deyişle yeni sistemle nüfus sayımında sadece haneye yönelik 3-4 soru soruluyor ve kişinin vatandaşlık numarası ile kişisel bilgileri alınıyor…
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) görevlileri tarafından Kemer’in köylerinde sayımlar bir süre önce başlamış ve büyük bir bölümü tamamlanmıştı…
Yarın (bugün) Kemer ilçe merkezinde sayımlar başlıyor!
İşte, tam bu noktada, dün ilginç bir gelişme yaşandı.
Kemer Belediyesi’nden aradılar…
Belediyenin basın danışmanı arkadaşımız, Kemer ilçe merkezinde yarın (bugün) sabah saat 09:00’da ilk sayımın gerçekleştireceği, bu nedenle sabah saat 09:00’da sayıma Başkan Hasan Şeker’in evinden başlanacağını söyledi…
Takip etmek için programımıza aldık…
Aradan birkaç dakika geçmedi ki, bu defa Kaymakamlıktan telefon geldi..
Bilgi aynı!
“Sayıma başlanıyor saat 09:00’da sayım, Kaymakam beyin evinden başlayacak”
Doğal olarak, “Belediye’den de aynısını söylediler” dedik..
“Yok! Önce Kaymakam beyin evinde” dediler…
Gerçekten de biraz sonra Belediye’den tekrar telefon geldi…
“Birkaç saat ileriye alındı” diye…
GATAB başkanı içinde bir telefon gelir diye bekledik ama gelmedi…
Öyle ya, O Tekirova’da oturuyor…
Saymazsan olmaz…
Bu mesele benim aklıma “önce kim sayılmalı” sorusunu getirdi!
İlk olarak kim sayılmalı…
Kemer ilçe merkezinin “bir numaralı” sayılan vatandaşı kim olmalı?
Bu soruyu düşünürken yine aklıma, bir ara Havaalanı Dış hatlar terminalinde yapılan sayım geldi…
Hani, Antalya’ya giren yabancıları sayıp (hala devam ediyor) kaç kişi geldiğini bildiriyorlardı!
Yaz sezonun başında da ilk inen turist, şampanyalarla karşılanıyordu! (Bu sezonda olur…)
Peki ya bu sayım…
Kemer merkezinin ilk sayılan vatandaşına şampanya patlatılıyor mu? Öncelikle kendisi sayıldı diye bir hediye veriliyor muydu?
Merak ettim doğrusu…
“Önce sayılma” psikolojisi de diyebiliriz…
“1…”
Bakın bunları yazarken şekilleniyor kafamda…
Acaba üzerinde ,1 “bir” yazan bir plaket mi takdim edilecek?
Sayıma da protokol sıralaması ile mi başlanıyor?
Böyle bir takıntımız var bizlerin..
Bunu Kemer’de ki “K” plakalı otomobillerde de görebilirsiniz..
“K 2000, K 1000, K6666, K ….”
Yani şimdi, bu sayımlarda hangi vatandaşın hangi sırada sayıldığı açıklanacak mı acaba?
İlk 100’ün dışındakilerin şekilli numara arayışları mı olacak..
Şekilsiz numaralarda karizma mı çizilecek?
3784 yada 9879’uncu sırada olunca…
“Kardeşim seni kaçıncı sırada saydılar?”
“Ben 007’yim” falan durumları mı yaşanacak?
Akşam-akşam ne ilginç bir telefon trafiğiydi yaşadığımız…
Haydi hayırlısı…
Ama siz de sorun TÜİK yetkilisi saymana, kaçıncı sırada sayıldığınızı…
Şekilliyse arabanın arka camına yapıştırırsınız…
“Kemer’in 10 numaralı vatandaşı” gibi..
Öyle ya plakalarla da uyumlu olur!
Sözün bittiği yer
Hiç sorunumuz yok! Sayım numarasından başka…
BUGÜN…
“Sen gülünce güller açar gül pembe
Bülbüller seni söyler biz dinlerdik gül pembe
Sen gelince bahar gelir gül pembe
Dereler seni çağlar sevinirdik gülpembe
Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin inanamadık gül pembe
Bizim iller sessiz bizim iller sensiz olamadı gül pembe
Dudağımda son bir türkü gül pembe
Hala hep seni söyler seni çağırır gül pembe
Dudağımda son bir türkü gül pembe
Hala hep seni söyler seni çağırır gül pembe”
Sekiz yıl önce bugün kaybetmiştik Barış Manço’yu…
O’na karşı duygularımızı belki de en iyi bu şarkı ifade ediyor…
Nur içinde yat…
30 Ocak 2007