Belediye seçimlerinden bu güne kadar geçen sürede, seçmenin de dahil olduğu geniş bir cenahın, Başkan’ın karşısına çıkıp da söylemeye cesaret edemediği olayları ve konuları biz haber yaptık!
Köşe yazımızda da kaleme aldık!
Haber dizimiz, kısa bir toparlama sürecinin ardından devam ediyor!
Söylentilerde olduğu gibi susturulmuş, ayartılmış, yada iddia edildiği gibi bir şekilde bağlama çekilmiş değiliz..
Yalnızca bu yazı dizisini daha geniş bir takvime yaydık!
Gelen tepkileri de bu süreçte takip etme şansımız olacaktı!
Oluyor da…
Şimdi, genel bir rahatsızlık ikliminden söz ediliyor!
Rahatsız olanlara bir bakın!
Bu rahatsızlığı dile getirenlere iyi bakın değerli okurlar…
Haber yapanlara..
Köşe yazısında kaleme alanlara…
Ben bu süreci objektif olarak değerlendiren bir okurumuzun, yalnızca kendi bakış açısı ile önüne gelecek olan doğruya itibar etmesini diliyorum….
O zaman bizim bu yazı dizisi ile ve yapmaya devam edeceğimiz haberlerle ne kadar haklı olduğumuz daha çok çıkacak ortaya!
Değerli okur;
Bu yazı dizisinin ardından en çok gürültüyü kim kopardı?
Kaleme aldığım muhteremlerden bahsetmiyorum!
Onlar gürültü koparacaktır!
Bağlantılar nasıl bir-bir dökülüyor onları izleyin!
Bizim deşifre etmemize gerek kalmadan, kendileri nasıl dökülüyorlar, onları seyredin yalnızca…
Bakın yanıtlarını kimler veriyor!
Kimler karşı haber yapıyor?
Özellikle kim ve kimler karşı yazı telaşına düşüyor?
İlişkilere bir bakın?
Hesaplara bakın?
Şimdi bazı akıllarda şu yanıltıcı yanıt şekillenebilir;
“Kardeşim, siz yazınca bunlar da onlarla birlik oldu!”
Bu saf bir inanç olacaktır!
Sevgili okur!
Emin ol, biz yazmadan da bunlar birlikti!
Biz yalnızca erken bir tespitle, erken bir deşifreye vesile olduk!
Olmaya da devam ediyoruz…
Yazı dizisinin startını veren ve kaleme alan beni, aile bireylerimi karalamak için yol ve yöntem arayışındalar..
Gülerek izliyorum!
Yazdırıp-çizdiriyorlar…
Ne yazdıracaksın?
En fazla nereye kadar gideceksin?
Gazeteci!
E, eti budu bu işte!
Tutacağın başka kanadı yok ki, rantiyecilik yapmamış ki, gazete çıkarmış..
Haber yapmış!
Yazı yazmış…
Kınayacağın tek meziyeti bu…
E ilave edeceğin ne var?
“Çıkar ilişkileri” diyeceksin…
Altını da yalan ve hakaretle dolduracaksın…
Bu talimatları ve ricaları veren kim?
Başkan’mı?
Bu sorunun yanıtını ilerleyen günlerde vereceğiz…
Kemer’de herkes, kimin ne olduğunu, hangi sansarın hangi ağacın dalına pislediğini biliyor…
Şimdi karşı cephe…
Cephanesine bir yenisini daha eklemiş…
O da bize top, tüfek, ne bulduysa saldırmış!
Sonuna da çok komik bir devam yazmış!
O yaşa ve o başa doğrusu hiç yakıştıramadım!
Öyle ya, benim “Neden Vadi?” başlıklı yazılarıma yani açıklamalarıma değinmemiş bile…
Belli ki iyi doldurulmuş!
Amaç belli…
Direk ve doğrudan saldırı!
Demiş ki, “Şimdi bu yazımdan ötürü bana kızacak ve kim bilir neler diyecektir, neler yazacaktır. Sahte alkol operasyonundan, icra ve borçlarımdan bahsedeceklerdir.”
Yazının sahibi Hüseyin Soydabaş!
Eh be adam!
Borçsuz kim var?
Haciz belgesi çıkmamış kaç esnaf, kaç iş veren bu Kemer’de?
Sen bizi yanlış tanımışsın…
Ve yanlış tanıtmak konusunda da anlaşılan kararlısın..
Sonuna da yazının…
Büyük bir hırsla, “Belge, bilgi ve duyumlarınızı bekliyorum” demişsin!
Değerli okur!
Lütfen, “Kemer Gözcü Gazetesi”, sevgili babam “Ahmet Duran Yenigün”, bendeniz “Saffet Yenigün” ile ilgili tüm belge ve bilgileri lütfen Soydabaş’a ulaştırın!
Mümkünse, pusu da bekleyen diğerlerine de..
Ne belge varsa yazsınlar!
Yazın, yazmazsanız darılırım!
Ama usturuplu belge olsun!
Sahte ve düzmece belgelerle, iftira ve karalama değil!
Usturuplu!
Adam akıllı!
Haydi…
Kampanyalarına dahil olacaklar itinayla aranıyor..
03 Ağustos 2009