“….cağız ve …ceğiz”le devam eden sorunlar, Kemer’in alışkanlığı haline geldi!
Son olarak kaleme aldığım derin deniz deşarjı meselesi gibi…
MOBESE sistemi gibi..
Ve daha bir çokları…
İcra makamları bu şekilde konuşabilir mi?
Siyasi ise elbette….
Seçim meydanlarının vazgeçilmez sloganlarıdır!
Özellikle yerel seçimlerde kullanılan propaganda hikayelerinin en dokunaklı kısımlarıdır!
Bu abartı durumu, siyasetçi kürsüye çıktığında en uç noktaya ulaşır!
Anadolu’nun köylerine deniz getirme sözü bile verilir!
Ancak, bu komedi seçim meydanlarında kalır!
“İnanan olur mu?” bilmiyorum ama bu haberler gazetelerin en komik sütunlarında Türkiye’nin mizah literatüründe her seçimden sonra yer bulur!
Kemer’de biz bu durumu seçimlerden sonra da yaşıyoruz!
Nedeni gayet açık, seçmenin talepleri karşılanmayınca seçilen, diğer seçimlere kadar seçmenin taleplerini sözlü olarak karşılamaya devam eder!
“Kemer’in en büyük sorunu olan ……… bir an evvel yapılmalı! Bu nedenle bu işi en kısa zamanda yapacağız…”
Bu “…cağız”lı kısmı ele alıp eleştiren gazetecilere ise genellikle “Eleştirmek kolay! Buyurun yapabiliyorsanız siz yapın” derler!
Bu köşeler eleştiri için var!
Evet! Kolay olan kısımdır eleştiri…
Zoru seçenler zaten koltuklarında…
Biz de susalım!
Verdiğiniz sözler havada kalsın!
Nasıl olsa takip eden de, “Niye yapmıyorsunuz?” sorusunu gündeme getirip kolayı seçen yani eleştiren bir mekanizmada yok!
O zaman bulmaca da tamamlanmış oluyor!
“Seçim meydanına çıkarsın!
Hayalleri karşılayacak bir soruna çözüm bulacağını söylersin!
Beş yıl temennilerle geçer!
Nasıl olsa “Söz verdin yap” diyen de yok!
Harika…”
Bu kadar kolaysa ağzı iki kelime laf yapan herkes siyasetçi olabilir!
Bunlara, hikaye, roman, bilimkurgu gibi kitap yazarları da dahil…
Senaryoyu onlar hazırlar!
Başrolü kaparsan gişe rekorlarını alt üst etme garantin var!
İki asfalt, iki park, bir de toprak altına kısa bir boru döşersin!
Koy levhaları!
Üzerine yaz ismini!
Bir de kıyak foto!
Oooooh! Bundan iyisi Şam’da kayısı!
Ele alınması gereken asıl sorunlar mı?
Geçersin basının karşısına dört yıl boyunca aynı sözleri tekrarlarsın!
“Evet! Kemer’in sorunu turistin çarşıya inmemesidir”, “Altyapıdır”, “Ulaşımdır”, “Her şey Dahildir” “Görüntü ve ses kirliliğidir”, “Kokan çöplerdir” vs….
Kemer’in her köşesinde…
Beldelerinde…
Köylerinde yaşayanlar!
Antalya’ya en pahalı minibüs tarifesi ile gitmek zorunda kalan sizler..
Bu sıkıcı tiyatronun ücretini ödeyen, ön sıradan arka koltuklara kadar salonu dolduranlar, özellikle, bir türlü İmar sorunları çözülmeyen Beldibi sakinleri..
Bu sıkıcı oyuna hasılat rekorları kırdırmaya daha ne kadar devam edeceksiniz?
22 Ocak 2008