Hafta sonu, Ulusal Mavi Bayrak ödül töreninde bir ilk yaşandı…
İlkleri yaşatanların ilginç durumunu ortaya koymakta yarar olduğunu düşünüyorum!
Konu; Mavi Bayrak!
Mavi Bayrak, Türkiye’de gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalara verilen uluslar arası bir çevre ödülü…
Bu bayrak, “Temiz, bakımlı, donanımlı, güvenli ve dolayısıyla uygar, sürdürülebilir bir çevrenin sembolü” olma niteliği taşıdığı için uluslar arası turizm arenasında son derece önemli bir yere sahip…
Hatta Türkiye’nin turizm sektöründe en büyük rakiplerinden biri olarak gösterilen İspanya tarafından reklam malzemesi olarak kullanılıyor!
Ulusal Mavi Bayrak ödül töreni de bu anlamda önemli bir organizasyon…
Her sene bu törenler bir belediyenin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor!
Geçtiğimiz sene Kuşadası Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenmiş ve Kültür ve Turizm Bakanı’da bu toplantıya iştirak etmişti!
Bu sene aynı tören en fazla mavi bayrağa sahip ilçede yani Kemer’de düzenlendi!
Ve yine diğer organizasyonlarda olduğu gibi belediye bu ev sahipliğini gerçekleştirdi!
Ancak bu defa belediyeler yada belediye başkanları farklıydı!
Kuşadası AKP’li bir belediye başkanı…
Kemer ise Anavatan Partili…
Ben konuya iyi niyet çerçevesinde yaklaşmak istedim!
Özellikle parti meselesinin bu konuda etken olamayacağını düşünmek için zorladım kendimi!
Çünkü, hadise turizm sektörü için tartışılması, konuşulması gereken bir mesele!
Çünkü, sektörün yeniden dirilişi için çaba sarf etmesi gerekenlerin irdelemesi ve farkında olunması gereken bir mesele!
Ancak, sayın Turizm Bakanı son anda gelmekten vazgeçiyor!
Nedeni ise “bir açılış!” Olarak açıklanıyor ama ben inanmak istemiyorum…
Kesin, Kemer’de ki huzursuz ortam buraya da sıçramayı ihmal etmemiştir diye düşünüyorum!
Protokol düzeninde boş kalan sandalyelerden birisinde Tekirova Belediye Başkanı Yusuf Üras’ın ismi de yer alıyor!
GATAB ve Tekirova Belediye Başkanı da organizasyon da olamayanlardan!
Bu durumun ise temel nedeni GATAB adına Yusuf Üras’a plaket verilmemesi!
Anlayacağınız yine mesele şu bizim kutuplaşma sorununda toplanıyor!
Kemer’in bugün geldiği durum, bu meselenin nerelere çekilebildiğini gösteriyor!
Kutuplaşmanın sonuçları Bakanın program değişikliği yapmasına kadar uzanabiliyor!
Bakalım daha neler göreceğiz?
***
Geçtiğimiz gün yaptığımız “turizmciler yerli turistleri bekliyor” konulu haberin ardından dün, bir okurumuzdan ileti aldım!
Gönderilen mail’de okurumuz, çarşı esnafının durumundan şikayetçi olmasına da değinmiş ve geçtiğimiz gün Kemer’de yaşadığı ilginç bir olayı aktarmış!
Arkadaşına altın kolye almak için bir kuyumcu dükkanına girmiş!
“Kolye çok hoşuma gitti… Kesinlikle almak istiyordum”
Şu kolye kaç lira diye sordum! Diyor ve aldığı ilginç yanıtı iletiyor
İçeride bulunan yabancı turistleri gösteren tezgahtar, “Abicim müşterilerle ilgileniyorum! 10 dakika sonra geliver” demiş!
Ben de iletiyi yazan arkadaş kadar şaşırdım!
Sonrada eklemiş!
Bizim paramız para değil mi? Diye…
Bu kafa ile nereye gideriz….
Bilinmez!
Sözün bittiği yer
”Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var ama cehaletin hiçbir sınırı yok”
25 Haziran 2006 Saffet Yenigün