Aslında sıklıkla gündeme gelmesi gereken bir konuyu taşıdık bugün manşetimize…
Bundan 10 yıl öncesine kadar Fransa’nın Paris’i olarak anılan ve özellikle belli bir kesimin üstündeki yerli ve yabancı turistlerin tatil için geldiği bir kent olarak deklare edilen Kemer…
Maalesef o günleri turist anlamında geride bıraktı!
Ancak, Ne var ki ilçe genelinde yaşam koşulları çalışanlar için aynı düzeyde seyrediyor!
Zengin bir turist kitlesine hitap eden ve o dönem için tabiri caiz ise “paraya para demeyen” esnaf kitlesi ve çalışan için bir anlamda ödedikleri konut giderleri hiçbir şey ifade etmiyordu!
Ancak, durum son yıllarda hiç de öyle değil!
Kemer’de son yıllarda yaşanan turizm sektöründeki hızlı büyümeye karşın, gelirlerin düşmesi…
Gelen turist kitlesinin harcama seviyesinin düşük olması!
Hızlı büyüme nedeni ile memur talebinin artması…
İlçe de alt yapı dengesi kadar çalışan dengesini de bir anlamda alt üst etti..
Turizm Bakanlığı’na ait lojmanlar…
Memur sayısını karşılayabilecek durumda değil!
Var olan lojmanların dışında kalan devlet memurları, kiralık ev için sokağa çıktığında ise neredeyse aldığı maaşı ev kirasına ödeyecek duruma geldiğini fark ediyor!
Esasen aynı sorun ilçe genelinde tüm çalışanların kanayan bir yarası…
Ancak, halka hizmet vermek için çalışan memurların durumu genel anlamda çalışanlardan biraz daha farklı…
Çalışanlar genel olarak kendi tercihleri doğrultusunda çalışmaya gelirken, Devlet memurları tayinle geliyorlar…
İlçenin adını duyduklarında memnun olan bir çok devlet memuru yaşam koşulları ile karşı karşıya kalınca, büyük bir sorunun ortasına düşüyorlar…
Bu durum, her ne kadar hissettirilmese de memurların çalışma hayatına da yansıyordur!
Neticede bu durum Kemer’in ciddi bir sorunudur!
Bu sorunun aşılması noktasında gerekli çalışmaların süratle yapılması gerektiği kanaatini taşıyorum!
Turizm bakanlığı lojmanlarının genişletilmesi…
İlçe Emniyet Müdürlüğü lojmanları projesinin hayat kazanması bu noktada atılacak önemli adımların başında geliyor düşüncesindeyim!
***
Yine dün gelen güzel, anlamlı ve kısa bir hikaye…
“Vernon adında Amerikalı bir fizyoloji profesörü Nobel ödülü almış. Öğrencilerinden biri ödülden sonraki ilk derste, hocaya şu soruyu sormuş: “Fizyoloji alanında bu ülkede üç binin üzerinde bilim adamı var. Bu kadar bilim adamının arasında bu ödüle niçin siz layık görüldünüz? Sizi diğer bilim adamlarından ayıran özellik ne?” Profesör yüzünde gülümsemeyle şu cevabı vermiş: “Hepsini anneme borçluyum. Diğer çocukların anneleri, onlar okuldan dönünce, “Söyle bakalım, öğretmeninin sorularına iyi cevap verebildin mi?” derken, annem “Vernan, bugün öğretmene iyi bir soru sordun mu?” diye araştırırdı. Ben niçin Nobel ödülü aldım? Beni diğerlerinden ayıran özellik ne? Bunu soruyorsunuz, değil mi? Beni diğerlerinden ayıran özellik, benim diğerlerinin sormadığı soruları sormam ve sormaya devam etmemdir!”.
Sözün bittiği yer
“Başarı büyümeyi getirir ve büyüme değişim demektir.”
Saffet Yenigün – 3 Ağustos 2006