Kemer’de Haziran ayı, bir turizm kentinde olması gereken son derece renkli görüntülere sahne oldu.
Dünya Ralli Şampiyonası…
Offshore ve “Kemer Holiday Carnival”
2007 yılında “Carnival” yapılmamıştı!
Yapılmamasına vesile olan muhalif meclis üyelerini de eleştirmiştim!
Ancak, 2006 yılında düzenlenen “Carnival”la ilgili de şimdi yapacağım eleştiriyi yapmıştım!
“Carnival” düşünce olarak, son derece mantıklı bir organizasyon!
Adı Festival yada “Carnival” olsun, netice de bu tür renkler Kemer’e canlılık getirir!
İlçede konaklayan misafirler için kenti cazibe merkezi yapma adına olumlu bir adım!
Özellikle sokak etkinlikleri artmalı ve geliştirilmeli!
Ancak, bu organizasyonun mahiyeti de iyice ele alınmalı!
Ulusal bir festival mantığı mı taşıyacak?
Yoksa uluslararası bir etkinlik mi olacak?
Belediye, bu konuda kararını “Uluslararası olacak” şeklinde vermiş ki, organizasyonun adı İngilizce…
Yani İngilizce’den Türkçeleştirilmiş hali olan “Karnaval” şeklinde bile yazılmıyor panolara…
Organizasyonun adı, “Kemer Holiday Carnival”
Yalnızca “Kemer Carnival”de denmiyor!
Bir de “Holiday”i var…
Netice olarak tatil yapanların karnavalı!
Tatil yapanlar kim?
Ağırlıklı olarak Rusya, Almanya, iç Pazar, Hollanda, İskandinav ülkeleri vs…
Yani genel olarak hitap edeceği kesim belli…
Bu misafir portföyü ile “Carnival”in pek fazla alakası yok!
Özellikle konserlerin hiç mi, hiç alakası yok!
Köpek ve yemek yarışmalarının zerre alakası yok! (Köpeklerin adının İngilizce isimler olması dışında)
Yani, siz kalkıp bu organizasyonun adına “Kemer Holiday Canival” demişsiniz!
Finalde sahnede Kibariye var…
Tezat!
Hem de ciddi bir tezat!
Kibariye gibi diğer konser veren sanatçılar, bizim halk sanatçılarımız!
Organizasyonun isim olarak sunumu ile durumları hiç bağdaşmıyor!..
Ya bu organizasyonun adında ve hitap edeceği kitlede bir farklılık yapacaksınız yada konserleri farklı isimlerle düzenleyeceksiniz!
Böylece bu tezatlık da ortadan kalkacak!
Yoksa, o armalara yazılan “Kemer Holiday Carnival” ismi ne bana nede Kemer’de yaşayan vatandaşlara hitap etmiyor!
Mc Donald’s da döner kesilip servis edilmesi, yada Döner satan vatandaşın tabelasına “Mc Döner” yazması gibi..
Uyumsuz…
Farklı!
Takıntılık bir durum!
****
Kemer’de görmeye alışık olduğumuz bir bayram kutlaması vardı!
Bayramın adı “Denizcilik” olunca, ilginin yada bir organizasyonun olmaması anlaşılır!
Ama yazık!
Denize sıfır bir kent…
Denizcilik bayramını kutluyor!
Protokol…
Yıllardır Kemer’de yat kaptanlığı yapanlar…
Diğerleri?
Önce Atatürk anıtına, daha sonra da Şehitlerimiz için denize atılan çelenk ve…. bitti!
Denizcilik bayramı işte!
“Ne Anlarız Denizden Kutlaması…”
Ne yapacaksın denizi durumu!
Denizi adam gibi kullanıp, denizin tüm imkanlarından yararlanan bir Akdeniz ülkesinin vatandaşı sorsa size, “Denizlerde hakimiyetinizin kazanıldığı gün, nasıl bir kutlama yapıyorsunuz?” diye…
Ata’nın huzurunda saygı duruşu, denize, şehitlerimiz için çelenk…
“Başka”
Daha ne yapalım kardeşim! Denizle ne işimiz olur?
Durumumuz bu!
Oysa, “Denizlerimizde ve kara sularımızda kapitülasyonlar ile yabancılara tanınan imtiyazlar kaldırılarak denizlerimizde hakimiyetin kurulduğu ticari, sanat, su ürünleri avcılığı ve her türlü limancılık faaliyetlerinin Türk vatandaşlarına ait olduğunun tescil edildiği gün bu”
Ulusal Egemenliği ve bağımsızlığımızı kazandığımız bayramlar kadar önemli!
Denizlerimizin bize ait olduğunun tescillendiği gün!
Yas günü değil!
Denizlerden yararlanamayan bir memleketin insanları nasıl kutlarsa öyle kutluyoruz bu günü…
Ve Kutlama merasimi de bunu çok açık ve seçik anlatıyor!
Aslında bu yazıya da gerek yok!
Kutlama programına bak!
Denizcilikten ne anladığımızı kavra!
Olay bu!..
***
Kemer’i, Kültür ve Sanat etkinliklerine ilgisizlik noktasında çok eleştirdim!
Başta Selim Türkışık olmak üzere Kemer Belediye Tiyatrosu ekibi gazetemizde defalarca yayınlanan bu haber ve yorumları çok iyi bilir!
Kemer’de bir sinema olması gerektiğini de çok yazdım!
Belediye’ye “sizin göreviniz!”
“Bir sinema açın” diye kaç defa yazı yazdım!
Açıldı da…
Ve ben o sinema kapandıktan sonra bu konuda tek satır yazı yazmadım!
Yazamadım!
Ne yazacaksın?
Bugün, Nazım Körçeşme, köşe yazısında bir gönderme yapmış…
Gazetemizin bu konuda ki yorumu, bir savunma değil! Bu yazı, Kültür sanat meselesinin durumunu yeni mi kavradınız? sorgusudur..
Körçeşme demiş ki, birini aradık hemen geldi! Araştırıp haber yaptı! Kemer Gözcü’yü aradık……… kısacası gelmedi!
Tiyatrocuların durumuna üzüldüm!
Bizim de, Kemer’de yaşayan vatandaşların olduğu gibi Kemer’de böyle bir tiyatro oyunu sergileneceğinden haberimiz olmadı!
Tabii ki, tiyatroya sahip çıkılmalı ve izlenmesi için teşvikte, davette bulunulmalıydı!
Özellikle geçtiğimiz günlerde sitemlerle dolu bir yazı yazan Ali Kemal Senan’ın da meselesi ile bağdaştığı için bu yorumu yazıyorum!
Kemer, yerleşimin kazanımlar üzerine kurulduğu bir kent…
Özellikle yoğun yaz sezonunda herkesin tek meselesi, para kazanmak!
Bundan başka hiç bir şeye konsantre olma şansları genel olarak, neredeyse hiç yok!
Yalnızca İcra Müdürlüğündeki binlerce icra dosyası ve Vergi dairesi alacaklarının miktarını masanın üzerine yatırdığınızda bu insanların nasıl bir psikoloji içerisinde çalıştıklarını çok iyi anlarsınız!
Yaşam düzeyi, herhangi bir şehirdeki gibi sıradan ve olağan değil!
Akış son derece hızlı olmak zorunda…
Memur kenti değil…
Tek kazancı turizm sektörü olan bir turizmci kenti..
Ayakkabıcısından, çorbacısına kadar herkesin tek gelir beklentisi turizm!
İlgisizliği eleştirirken, Kemer’in özellikle yaz sezonunda içinde bulunduğu psikolojiyi de analiz edeceksiniz..
Görevlilerin yada Belediye’nin suistimali varsa…
Son derece vahim bir durumdur!
Ama sanata ve sanatçıya ilgisizlik noktasında Kemer’in yada Kemer’de yaşayanların eleştirilmesi, yada eleştirilirken durumlarının iyi ele alınması lazım!
Kemer’de ikilem noktası da burada ortaya çıkıyor!
Bu insanlar tamam da, onların çocukları, aileleri….
Onların gerektiği gibi sosyal ve kültürel alanlara ihtiyacı yok mu?
Tiyatro, Sinema dolayısıyla sanat dolu bir yaşam onların hakkı değil mi?
Elbette hakkı!
Ama bunu oluşturmak da, yerel yönetimlerin işi…
Bu manada tiyatro sevdalısı kesilenler, kaç defa Kemer’de bu yönde etkinliklerin artması ve etkinliklerin daha fazla kitleye hitap edilebileceği bir alan projesi üretmişler?
Bunu da sormak ve sorgulamak lazım!
Yoksa hesapta herkes, kültür ve sanat meraklısı…
Herkes hayvansever…
Herkes doğa savunucusu…
Bunlar sözlü olarak hiçbir şey ifade etmez!
Buna boş ahkam kesme derler!
İcra makamında muhalifsin, ver önerini.
İcra makamında Başkansın yap işini..
Diye…
Adama demezler mi?..
Sözün bittiği yer
İnsanın iyiyle kötüyü ayırt edebilmesi onun diğer yaratıklara olan zihinsel mükemmelliğini ispatlar; ama kötülük yapması da yapmayan diğer hayvanlara karşı olan ahlaki geriliğinin ispatıdır. – Mark Twain
1 Temmuz 2008