Geçtiğimiz hafta sonunun başında, gelen yağmurun ardından yaşanan trafik kazaları yer aldı gazetemizde…
2006 yılı Eylül ayında Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmayı gazetemize manşet yapmıştık!
Gerçekten de son derece akıllıca yapılmış bir araştırmaydı!
Emniyet Müdürlüğü çıkardığı istatistikten yola çıkarak Antalya genelinde en fazla trafik kazalarının olduğu noktaları belirlemiş, bu noktalara da “Kara nokta” demişti..
Burada maksat yalnızca noktaların “kara” olduğunu belirtmek değildi…
Çıkarılan bu kara noktalar Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne bildirilerek önlem alınması istenmişti!
Peki bu kara noktaların bizim için önemi ne?
Tüm Antalya’nın genelinde en fazla kara noktası bulunan ilçe Kemer…
Buna şehir merkezi ve tüm diğer ilçeler dahil!
Ben de buradan konuyu ele alan bir yazıyı kaleme almış, Kemer’de ki yetkili kurum ve kuruluşları Karayolları’nı bu anlamda yönlendirmelerini rica etmiştim!
Aradan geçen zaman dilimi, tam 4 ay….
Neredeyse 120 güne yakın süredir, bu noktalara bir levha bile koyduramadık!
Karaları “Ak” yapacak olanlar nerede?
Doğrusu çok merak ediyorum!
Kemer gibi bir dünya kentinin sürekli yaşanan trafik kazaları ile gündeme gelmesi zannediyorum kimsenin istemediği bir durumdur!
Ancak istememek yetmiyor!
“Akımız var karamız var” demek yetmiyor!
Mesele harekete geçmekte…
Devletimiz için vatandaşın can ve mal güvenliğinden daha önemli kaç tane konu var?
Böylesine önemli bir hususun Kemer’de değer kazanamamış olması son derece düşündürücü bir durum değil de nedir?
Bu yollarda ve özellikle bu Değirmendere mevkisi virajında yalnızca sürat yapan insanlar değil, trafik kurallarına uyan insanlarda mağdur olabiliyor!
Bu anlamda buradan bir defa daha yetkililere sesleniyor, işlerini yapmaya davet etme gereğini hissettiğimi belirtmek istiyorum!
***
Hafta sonu Kemer’de iki kardeş takımı buluşturan bir futbol karşılaşması vardı!
Takımlar için aynı şeyi söyleyebilirsiniz, peki ya seyirciler?
Şiddet olaylarının meydana geldiği yer, yeşil saha…
Tekirova nerede?
Kemer nerede?
Tekirovalı olup da Kemer’de yaşayan…
Kemerli olup da Tekirova’da yaşayan çok sayıda insan var…
Ben hemşericiliği duymuştum ama beldeciliği hiç duymadım dostlar!
Siyasetçilerin, siyasetine alet olmayalım!
Orada, tempo tutan çocuklar, dikkatinizi çekiyorum henüz daha yaşları belki de 18 dahi olmayan çocuklar…
Tekirova tribünlerine bakıyorsunuz aileler…
Diğer tribündekiler de sizin aileniz…
O çocuklar, “GATAB Kemer’in Kemer’in kalacak” diye tempo tuttular diye, pataklamak, olay çıkarmak…
Yada küfürlerine küfürle karşılık vermek yada küfretmek…
Ne Kemer’e ne de Tekirova’ya yakışmayacak bir davranıştı!
GATAB ne Tekirova’nın ne de Kemer’in malıdır!
GATAB genel itibari ile Güney Antalya’nın hizmet birliğidir…
Bu olguyu bir takım siyasi emellerin altında ezmek, hiç kimse için yakışık alacak bir durum değil!
Şahısları suçlu kılmak istemiyorum ancak, orada bulunan GATAB ve Tekirova Belediye başkanının olaylara hakim olarak söz konusu hadiselerin bu kadar büyümesine engel olması gerekirdi diye de düşünüyorum!
Artık, olan olmuş!
Ancak, Kemer’in bu tür olaylarla anılıyor olması son derece acı bir durumdur!
Kemer gibi, dünya kentlerinden insanları misafir eden ve yurdumuz açısından son derece önemli bir misyona da sahip olan bir dünya kentinin içinde bulunduğu şu durum doğrusu anlaşılabilir gibi değil!
Yazık!
Çok yazık!
Sözün bittiği yer
İlerde yalnız iki şeyle hatırlanırsınız: Çözdüğünüz sorunlar, yarattığınız sorunlar…
BUGÜN
Zekası ve ürettiği yeni fikirlerle Türk siyasi tarihinde önemli bir yeri bulunan Adnan Kahveci’yi 1993 yılında bugün trafik kazasında kaybetmiştik!
ANAP İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci, eşi ve kızı, Bolu-Gerede yakınlarında geçirdikleri trafik kazasında ölmüştü..
Kamuoyunda dürüstlüğü ile tanınan ve çok sevilen Adnan Kahveci’nin yeni yapılan otobanda ters yola girerek kaza yapması, çeşitli şüphelerin ortaya atılmasına sebep olmuştu…
Bugün bile bu şüpheleri taşımaya devam ediyoruz…
Türkiye’nin ciddi anlamda büyük bir kaybıydı..
Bu anlamda buradan bir defa daha Kahveci’yi sevgi, saygı ve rahmetle anıyoruz…
Nur içinde yatsın!
04 Şubat 2007