Kemer’de yaz sezonu ile kış sezonu arasındaki fark, gündüzle gece kadar aşikar…
Yazın, caddelerinde insan curcunası…
Plajları, gece hayatı, otelleri…
Karanlığın bile sesi oluyor!
Güneş, nem, farklı dil ve dinlerde binlerce insan…
Şikayet etseler de çoğu zaman biraz cebi para görüyor insanların…
Kış!
Denizde ara-ara ellerinde olta, balıkçılık deneyimi yaşayanlar…
O kalabalık yerini derin bir sessizliğe bırakıyor!
Yağmur yağsam mı? yağmasam mı sersemliğinde!…
Açık kalma inadını sürdüren bir gurup esnaf ve birkaç otel.
Yüzlerce işsiz…
Bol-bol sıkıntı!
Yaz ile kış arasında bu kadar büyük bir fark kaç kentte yaşanır?
Gece ile gündüz gibi…
Bir tarafı karanlık….
Diğer tarafı aydınlık!
Kış gibi mesala, sosyal yaşam kabusları….
Minibüsler seyrek saatlerde..
Yaşam seyrek!
Kışı hatırlatıp moral bozmak değil niyetim ama ölüm ile yaşam kadar açık arası!
Yazı her yaşadığımda kışı hatırlıyorum!
Kış aylarında ise herkes yazı çekiyor iple!
Hayal gibi geçiyor yaz!
Hızlı, çok sesli ve büyük bir kaos ikliminde..
Biz de o sahte yaz resimlerini bol bol çekenlerdeniz…
Sahte yaz haberleri…
Geçici yaz aşkları gibi.
Herkes gidiyor ve bir avuç biz kalıyoruz sonra baş başa..
Mayıs ve Haziran aylarını bir çırpıda tükettik!
Beklentilerin aksine acımasız geçti Mayıs!
Oteller, nisan kadar iş yapamadı!
Esnaf da öyle…
Haziran’ın ilk haftasının ardından çoğaldı otellerde ve sokaklarda kalabalık!
Yeni-yeni cebi para görmeye başladı esnafın!
Umuyorum böyle devam eder yaz!
Bizde değişen çok fazla şey yok!
Sizi size takdim ediyoruz!
Bize imkan tanıdığı kadar hayat, Kemer’i Kemer’e aktarıyoruz…
Zaman çok hızlı geçiyor!
Bu kent için de, bizler için de…
Umuyorum hayat, hep dilediğinizi vererek sürer sizler için..
Umuyorum hep, güzel bakarsınız yarınlara…
Umuyorum hep, aydınlığı sarar içinizi, Kemer’in…
27 Haziran 2008