“…Sonra Kemer’e daire müdürü geldi. Jandarma geldi…” diyordu, Merhum Durmuş Onbaşı.
Kendisine ayrılan “Kemer Aktüel Dergisi”nin ilk sayısının kapağında …
Atın üzerinde çektirdiği gençlik yıllarından kalan sararmış fotoğraf..
Bir dolu anı…
Dedik ya, Kemer’in çınarı…
Bugün yalan olan bu dünyadan ebediyete yolculuğunda O’nu yüzlerce seveni dualarla uğurladı…
Soyadındaki “Kahraman”da aramak gerek Durmuş Kahraman’ı..
Kemer’in yolları için döktüğü terde…
Geçmişinden geleceğine doğru çizilen yolun mimarisinde…
Kemer’de…
Bu güzel kentin mistik dokusunun hemen her yerinde…
Toprağa duyulan saygı, geçmişimize verdiğimiz değerle ölçülür…
Yaşadığımız coğrafyanın, biçimlenmesinde emeği geçenlere saygıyla…
Her ne kadar bugünlerde değerini yitirmeye başlasa da, Türklerin benliğine kazılıdır bu olgu…
Değiştirilemez…
103 yıllık bir geçmişi beyninde yer eden Kahraman’a, bugün duyulan büyük saygıya şahitlik etmek bu anlamda mutluluk vericiydi…
Onbaşım;
Sana sivilde verilen bu değer…
O yıllarda Kemer’de onlarca insanın yaşamasındandı…
Anlamadık mı?
Sonra, yüzler geldi..
Binler…
Sana yüz başı demediler mi?
Binbaşı…
Yüzündeki kırışıkların arasında değil miydi?
Bir büyük tarih, gözlerindeki buğunun arasında…
Öyleydi ki bu yolculuğunda onlarca değil…
Yüzlerce insan vardı sana dua eden…
Topraktan uzak değildin ki..
Son günlerinde bahçeye girememekten..
Toprağı harmanlayamamaktan şikayet ediyordun…
Büyük bir mütevazılık ve içtenlikle anlatırken Kemer’i…
Yanı başında duran seni dinleyen eşine, kaybettikten sonra kavuşabilmenin heyecanını taşıyordun…
Gün sayıyordun be Onbaşım…
O gün geldi…
Ardında kalanlar için hüzün…
Senin için yarım asırlık eşine kavuştuğun gün!
Yaradanına kavuştuğun gün…
Toprağın bol,
Ruhun şad olsun…
Kahraman ailesinin ve Kemer’in başı sağolsun…
26 Aralık 2006