Gemi batıyor! Onlarınsa ellerinde güneş yağı;
“Sen beni yağla-ben seni” hesabı!
Bayram öncesi sorumlu-sorunluların tutunacak dalı, savunabilecek kaynağının kalmadığı yapılan açıklamalar, yazılan yazılarla yeniden ortaya çıktı!
Yazacak hiçbir şeyi kalmayanlar, cevap verecek yüz bulamayanlar hemen gazetelere saldırırlar!
Bunlar çıkar odaklarının yıllardır, her bunalımlı ortamda yaptıkları ile ne kadar örtüşüyor!
Ancak, ne kadar yazıktır ki, memleketimiz de herhangi bir insanın gazetecilik kimliğine kavuşması ve sahip olduğu sözde kimlikle (bu kimliğe yalnızca Emniyet Müdürlüğü’ne bir dilekçe vererek herkes bürünebiliyor! Yada öyle olduğunu sanıyor) her önüne gelene saldırı aracı olarak kullanması sıradanlaştı artık!
Biz bunları ve bunlar gibi tayfaları çok gördük!
Küçük bir balon gibi şişer, “Bu balon patlamayacak” diye kendilerini kandırarak yıllardır bu mesleğin emeğini çeken insanlara saldırmayı marifet bilirler!
Oysa küçücük beyinleri biraz çalışsa yaşadıkları yörenin meseleleri ile yoğrularak kamuoyu adına habercilik yapmanın ve ülkesi adına doğru adımlar atmanın hazzını yaşayacaklar…
Ancak, nafile!
Dar kafalı gözlerin görebildiği ancak bu kadarla sınırlı kalıyor!
Bir de yalan yanlış beyanlarla, yapılan haberleri çürütmeye çalışanlar var!
Onların durumu tamamen farklı…
Her şeyi kendi egolarının oyuncağı yapabileceklerini zannediyorlar!
Bu o kadar basit değil!
Sözü ağızdan çıkarmadan önce tartacaksın yoksa bir kelimenin altında ömür boyu yaşamaya mahkum olursun!
Biz onları da çok gördük!
Kuru iftiraları hakaretlere varanlar bugün insan içine çıkamıyorlar!
Her gün her türlü işin tarifini yapma cüretini kendinde hisseden sayısız cahil cühela peydah oluyor!
Bir meslek hakkında olur olmaz yazılar yazmak için önce o mesleği yaşayacaksın!
Önce o mesleği tüm detayları ile hazmedebilmeyi öğreneceksin!
En azından biraz kitap okuyacak, biraz araştırma yapacak mesleki kurallar hakkında fikir sahibi olacaksın!
Yazık ki, iki karalama kağıdını bir araya getirenler o mesleği icra ettiği fikrine kapılıp düşük cümlelerle dolu yazıları ile meslek hakkında atıp tutmaya başlıyorlar!
Aslında büyük bir trajedi…
Ancak, her dönemde rant peşinde koşanların taktiğidir ve alışılageldiği için nedense artık hiç göze batmaz!
***
Karadenizliler Derneği’nin yayın organı olan “Kemer Karadeniz Gazetesi” yayın hayatına başlamış…
Hayırlı olsun, yolları açık olsun!..
Gazetede Tekirova Belediye Başkanı Yusuf Üras’ın açıklamalarına yer verilmiş!
GATAB Başkanı olan Yusuf Üras, Kemer’de tarafsız medya konusunda kelam etmiş!
“İş bilenin kılıç kuşananın” diye bir söz vardır!
Tüm Belediye Başkanlarını kendine küstüren, faaliyetleri ile her yerden tepkiler alan bir başkanın çıkıp da bu tür açıklamalar yapabiliyor olması doğrusu çok garip!
Siz önce başkanı olduğunuz kuruma sahip çıkmayı ve bu konuda yapacağınız yada yaptığınız çalışmaları açıklayın!
Önce sorunlara, sorulara yanıtlar arayın!
Bahçenizde sorun kalmazsa genel sorunlara eğilirsiniz!
Eğilirsiniz de siz zaten alıştınız GATAB ve Tekirova Belediyesi dışında beyanatlar vermeye, bu kurumların yapması gereken hizmetlerin dışında işler yapmaya…
Alıştık artık!
Yazıktır ki, Kemer’de bu zihniyetler hala karşımızda duran ve çığ gibi büyüyen turizm sorununu bir kenara itmeyi marifet bilmeye devam ediyor!
Esnafın büyük kısmı darlık içinde iken, otellerin büyük çoğunluğu kış aylarında kapılarına kilit vurmaya hazırlanırken, yaratılan boş gündemlere bakar mısınız!
Gemi batıyor….
Bunların ellerinde hala güneş yağı..
Sen beni – ben seni yağlayım hesabı!
Yazıktır!
Çok yazık!
Unutmayın bu gemide sizler de yaşıyorsunuz!
Sözün bittiği yer
“Insan ancak anladığı şeyleri duyar”
11 Ekim 2006