Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Stratejik Planlamasında çalışan insanlar olduğunu biliyordum ama o insanların aktif bir yol ve yöntem çizdiklerinden bihaberdim açıkçası…
Bugün bu ekipte yer alan bir uzmandan e-posta adresime ileti geldi..
Gazetemizin internet sitesinde yayınlanan Kemer’de gerçekleştirilebilecek sportif turizm faaliyetleri ile ilgili kaleme aldığım yazıları okumuşlar…
Fikir alışverişinde bulunulabileceğini belirtmişler….
Hemen telefona sarıldım…
Uzaklardan…
Ankara’dan bir ses duyulmuştu!
Duvara karşı değildi yazılanlar…
İletiyi gönderen Tanıtma Genel Müdürlüğü’nde görevli Kültür ve Turizm Uzmanı İlknur hanımdı…
Telefonda uzun-uzun konuştuk…
Kemer’in bir türlü önemsenemeyen yada fikir anlamında üzerine gidilemeyen çalışma alanları ile ilgili yazdığım makaleleri konuştuk…
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Federasyon Başkanları ile gerçekleştirecekleri toplantının Kemer’de yapılması için çaba sarf edeceklerini söyledi…
Bu konuda mutabık olduk..
.Umuyorum, tesislerimiz ve yerel yönetimlerimiz de bu önemli konuya duyarlı olurlar..
Kemer’de düzenlenebilecek çok sayıda uluslararası spor faaliyetleri olabilir..
.
Yalnızca spor mu?
Küçücük bir örnektir..
Her yıl yalnızca kuş gözlemi yapabilmek için Avrupa ve Amerikalı üniversitelerin organizasyonları ile binlerce genç farklı ülkelere seyahat ediyorlar…
Bitki içinde öyle…
Kemer ilçesine bağlı Çıralı’da, dünya üzerinde çok nadir yetişen ve Doğal Hayatı Koruma Derneği tarafından koruma altına alınan bitki çeşitleri var..
Kültür turları için son derece önemli tarihi dokularımız var…
Beydağları binlerce yıllık tarihi neredeyse her adımında barındırıyor…
Yüzlerce tarihi kent keşfedilmeyi ve turizme açılmayı bekliyor!
Uzun lafın kısası, biraz düşünüp kafa yorunca Kemer’de yalnızca biraz çaba gösterilerek sergilenebilecek ve Kemer’de yaşayan, bu yörede turizmden ekmek yiyen insanların işlerinin açılmasını sağlayacak çok sayıda proje üretilebilir…
Yalnızca biraz düşünerek..
Yalnızca biraz kent için..
Kentin geleceği için düşünmeyi bilerek…
Bu kent daha fazlasını hak ediyor..
Bu kent yalnızca biraz daha fazla ilgi bekliyor…
Ankara’dan duyulan ses, bu mana da önemli…
Birileri var orada…
Çalışmaları görmek isteyen…
Ülkesi için yararlı işler yapmak isteyen…
Maaşını hak etmek isteyen…
Bu memleketten yediği ekmeğin karşılığını vermek isteyen…
Bizim gibi düşünen…
Meselemiz ise yalnızca çaba sarf etmek..
Bireyleri değil…
Kenti zengin etmek için…
Sözün bittiği yer
“Uygarlığın gerçek ölçüsü ne nüfus çokluğu nede kentlerin büyüklüğü, nede üretim bolluğudur… Gerçek ölçü ülkenin yetiştirdiği insanların yetenekleridir… Emerson”
24 Ocak 2007