Dün Kemer’de Milli Piyango satışını seyyar olarak gerçekleştiren arkadaşla ayak üzeri sohbet ettik…
Umutların Milli Piyango biletlerine kalmasına dair!…
O umutlar ki, turizm sektöründen umduğunu bulamayan…
Banka kredileri ile onu da alamazsa tefecilerle iş yapmaya başlayan sektör çalışanlarının, geleceğinin göstergesi gibi…
“Ya çıkarsa”…
Uzun yıllardır bu işi yapan arkadaş..
Özellikle son birkaç yıldır, “günlük bitiriyorum biletleri” diyor…
1 YTL olan kazı kazan biletlerini göstererek;
“Bunlardan bu sabah elimde bir dolu vardı… Şimdi birkaç tane… Akşama onlarda kalmaz” diyor.
Kalmaz…
“Yalnızca Kemer’de değil” diyor…
“Türkiye’nin dört bir yanında”
Öyle ya, herkes de aynı umut…
Ya çıkarsa…
Çıkarsa ne yapar turizm çalışanı?..
Yıllardır, kaçak olarak Çamyuva’nın sahilinde bulunan, elektriği, suyu bağlanmış bir mahalleye dikmez gözünü sanırım!
Turizm tahsisine çıkıyor söylentilerinin ardından yıkılacak olan o binaların yerine otel dikmez…
Yok yapmaz…
Yapamaz…
Yıllar önce bir vatandaşın sözüne güvenen saf insanların, ahını almaz..
Kış günü sokakta, evsiz-barksız kalacak yetimin ahının olduğu bir arsaya konmaz…
Yapmaz…
Tahsise çıkartılması düşünülen orman arazilerinden birine “bende betondan bir tesis dikeyim” demez..
Demez turizm emekçisi…
Çünkü, o bilir neden tükendiğini sektörün!
Sahili boydan boya kuşatan çin seddine bir tuğlada o koymaz…
Hele, her şey dahil sistemi ile çalışan bir otel işine hiç girmez!
Dedim ya, bilir turizm emekçisi işini…
Turizmin doğaya taş binalar dikmek olmadığını,
Ne kadar çok otel o kadar çok turist mantığının yersiz olduğunu…
Tarihe saygılı davranmak gerektiğini…
Ormana indirilecek bir baltanın turizmin yüreğini sökmek anlamını taşıdığını…
Bilir…
Ben de aldım bir tane…
Şaşırdı piyangocu…
Gülümseyerek baktı yüzüme…
Dedim ya, arkadaş…
Ya çıkarsa….
Sözün bittiği yer
“Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı, gerçekçi tünelle birlikte ışığı hem de gelecek treni görür”
9 Aralık 2006