Dün gazetemizde yer alan, GATAB’ın rögar çalışması ile ilgili haberinde bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum!
Çevreye verdiği rahatsızlıktan dolayı özür dileyen GATAB’ın altında daha önceleri görmeye alıştığımız bir isim, yer almıyor. “GATAB Başkanı Yusuf Üras”…
Bana göre bu tabela fotoğraf çekilmeden önce özellikle işçi arkadaşın karşısına konulmuş!
Nedeni, GATAB Başkanının isminin tabelada yer almaması!
Bu tabelalara Yusuf Üras, ismini yazdırmaya başladığında aklıma Ankara’da yaşanan yine pankart ve tabelalarla ilgili tartışma gelmişti!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Büyükşehir hudutlarında ki tabelalara ilk isminin baş harflerinin de yer aldığı “İ. Melih Gökçek” ismini yazdırırdı!
Kendisini çeşitli aralıklarla eleştiren Hürriyet gazetesi yazarı Emin Çölaşan’da Belediye Başkanından bahsederken, ilk ismini de aynen tabelalarda yazdığı gibi kullanırdı!
Sonra Belediye Başkanının avukatı Çölaşan’a “İ” kullanarak Başkana hakaret ettiği gerekçesi ile dava açmış, bunun üzerine usta kalem Çölaşan, Avukatı suçlayan bir yazıyı kaleme almış, kendisinin aynen başkanının bu tabelalarda ve pankartlarda kullandığı ön adının kısaltmasını yazdığını ifade etmişti!
Kısa süre içerisinde Ankara’da ki tüm pankart ve tabelalar yenilenmiş, tüm yazıların içinden “İ” harfi kaldırılmıştı!
İlginç ve konuşulan bir hadisedir!
GATAB kişilerin isimlerinin ön plana çıkması için kullanılan bir araç değil de, güney Antalya bölgesine hizmet veren bir birlik olunca, Yusuf Üras’ın ismi de bana göre haklı olarak eleştirilmişti!
Neticede çalışan GATAB’dır…
GATAB’ın içinde bulunan ve temsil ettiği oran anlamında tartışılsa da temsil edildiği tüm belde, köy ve ilçenin başkan, muhtar kısacası seçilenlerinin yer aldığı bir kurumdur!
Dolayısı ile kişilerin kendi isimlerini ön plana çıkarmaları kendi reklamlarını yapmaları olarak nitelendirilebilir ki, bu da GATAB için bana göre yakışıksız bir durumdur!
Neticede bu tabela ile yanlıştan dönüldüğünü görmüş olduk!
Tekirova beldemizle ilgili bugün gazetemizde yer alan manşet, esasen sezon başında bazı belediyelerimizle de ilgiliydi..
Ancak, hiç biri kentin yada beldenin girişi gibi, misafirlere “hoş geldin” diyen bir yerin içinde değildi!
Ayrıca hiç biri bu kadar uzun süredir, kanayan bir yara olarak durmuyor!
Böylesine önemli bir turizm kentinde, bu duruma seyirci kalınıyor olunması da son derece düşündürücüdür!
Tekirova Belediye Başkanı Yusuf Üras için başkan seçildikten kısa bir süre sonra yazıya döktüğüm konuda iki başkanlığın çeşitli güçlüklerinin olacağından bahsetmiştim…
Yazı sonrası, Başkan Üras, Tekirova Belediyesi’nin kurumsallaştığını hiçbir sorunun yaşanmayacağını söylemişti!
Hiçbir sorunun yaşanmadığı belli…
Mesele bazen tabelalara isim yazmaktan öte oluyor!
Mesele bazen yazılan isimle değil, anılan isimle reklamın en doğrusunun yapıldığı oluyor!
Tekirova’da yaşayan bir tane turizmcinin kalkıp da, “Başkan, kaldıralım şu pisliği buradan” dememesini de şaşkınlıkla karşılıyorum!
Sözün bittiği yer
“Kısa bir süre için mutlu olmak istiyorsanız, servete konun…Yaşam boyu mutlu olmak istiyorsanız, işinizi sevin…”
Saffet Yenigün 6 Eylül 2006