Eleştiri yapmak, aslında sosyal duyarlılığın gereği de olsa, kolaydır…
Neden olmadı?
Ne bekleniyor?
Bunlar yapılması da gereken şeyler!
Birileri yetkilileri harekete geçirecek çıkışları yapmalı!
Sivil toplum örgütlenmesinin gerekliliği de budur…
Yapmayanları eleştirmek…
Ve eleştirinin ardında durmak!
Koşulsuz gerçek!
Peki ya suçlu?
Suçlu kim?
…
O suçlu benim!
Bu yazıyı okuyan sensin!
Biziz!
Yanlış yapılırken “DUR” demeyenler!
O zaman ayaklanmayanlar!
“Bu böyle yapılmaz!” demeyenler…
Karayolları alt geçidi kapatırken, sessiz kalanlar!
“Bu kavşak ne olacak?” demeyenler!
O zaman yapım çalışmalarının olduğu yere gidip “Ne yapıyorsunuz?” demeyen ve o kavşağı herkesten daha çok kullanan bizler!
Kemer’de yaşayan insanlar!
Gözümüzün önünde sütü mayalayıp yoğurt yaptılar!
Biz şimdi süte ne oldu diyoruz!..
Toplumsal duyarlılık ve o sorumluluk doğru zamanda harekete geçince başarılı olur!
Peki, bu saatten sonra ne olacak?
Alt geçit kapandı.
İnsanlar ölüyor!
Bu kenti yönetenler devreye girecek!
Kentte yaşayan insanların selameti için…
Çocuklarımızın, insanlarımızın tehlike altında yaşamaması için!
Gereği neyse yapacaklar!
Yapmakla mükellefler!
Yöneticilik ve idarecilik zor olduğu kadar vebali ağır da bir iştir!
Toplumun bu sorununa çözüm bulacaklar!
Bu arada şu gerçeği de unutmamak gerekir;
O yolda alt geçit varken de çok kaza oldu!
Şehirlerarası karayolunun geçtiği her kentte aynı sorun vardır!
Sürücülerin ve vatandaşlarında dikkatli olması gerekir…
Bu yoldan yıllık ortalama 13 milyon aracın geçtiğini ve bu rakamın her yıl arttığını unutmayalım!
Sözün bittiği yer
“Eleştiri belki güzel bir şey değildir ama gereklidir. Ağrı ile aynı işi görür, zira ağrı da vücutta bir arıza olduğunu haber verir..”
26 Kasım 2007