Kemer’de siyaset sofrası kuruldu…
Bu sofra Halil İbrahim sofrası falan değil!
Öyle olsa kimse bu kadar iştahlı olmazdı!
Sofra o kadar büyük ki, hemen her gün bağdaşını kurup oturan, yerini alıp kollarını sıvayabiliyor!
Bu sofranın adı, “Genel seçim” sofrası!
Seçim genel olsa da sahnenin yeri Kemer olunca bir şekilde yerel münasebetler konuşuluyor bu sofrada…
Dolayısıyla, yerel anlamda, bir genel seçim sofrası…
Bu genel seçim, yerel siyaset için büyük bir önem taşıyor!
Yerel seçimler için pusula görevi yapacak!
Bazı adaylar, genel seçimin ardından siyasi çalışmalarına yön verecek…
O nedenle sofra karışık!
Yerler belirlenmeye çalışılsa da renkler, seçim sonrası anlaşılacak!
Genel seçimin yaklaşması beraberinde bazı artçı faktörleri gündeme taşıyor!
Bunlar zamanla daha kuvvetli esintilere ve fırtınalara dönüşecek!
Kemer’de siyasetin uzun bir süredir askıda kaldığı tek yer Belediye Meclisleri…
Bu anlamda onlara karşı bugüne kadar yönelttiğim hiçbir eleştiri tepkiye dönüşmezken, artık sofra zenginleştikçe tepkiler dökülmeye başladı!
Ben “dün neredeydiniz?” gibi alışılagelmiş, kalıplaşmış, klasik sorulardan uzak kalmaya özen göstererek söze başlamak taraftarıyım!
O nedenle, “dün neredeydiniz?”, yerine “bugün nerdesiniz?”
Sorusunu kullanmaya özen göstereceğim!
Dün nerede idiniz? Sorusunun yanıtı çöl üzerine inşa edilmiş serap görüntüleri kadar hayalperest izlenimlerin aktarılmasına neden olacaktır!
Bu kısmı es geçiyorum!
Belediye Meclis üyelerinin tavırları, sorunlara ve sorulara yaklaşımları eleştirilerimin en olgun kısımlarını oluşturdu bugüne kadar!
Genel seçimlerin yaklaşması ile birlikte meclis üyelerimizin kendi savunma mekanizmalarının yerini siyasi partilerin savunma mekanizmalarının alması onların eleştirdiğim durumunu açıkça gözler önüne seriyor!
Yalnızca Kemer Belediyesi değil!
Bugün, diğer beldelerimizin belediye meclislerinde de durum çok farklı değil!
Dinlenen gündem!
Kaldırılan eller!
Geçtiğimiz gün yayınlanan köşe yazımın ardından gazeteci seçip özel toplantı düzenleyenler tepkisel mimarilerini öylesine tehlikeli bir biçime soktular ki, durup düşünmediklerine eminim!
Bir defa dün unutuldu!
Soralım esnafa…
Çarşının içinden çıkan Belediye Meclis üyelerimiz kaç defa çarşıya yönelik doğru adımların atılabilmesi adına alkışa değer önergeler ile gündeme geldiler?
Bugüne kadar kaç belediye meclis üyemiz çarşı esnafı ile toplantılar düzenleyerek sorunlarını dinleyip çözüm anlamında somut adımlar için harekete geçti?
Bakın, burada bir iki Meclis üyemizi ayırıyorum!
Ancak, onların yanlışları, yanlışlığa seyirci kalmaları!
Gündeme gelmemelerinin arkasında yatan gerçek…
Gündeme gelmemek için direnişleridir!
Onların bu direnişleri geçtiğimiz gün kaleme aldığım yazıdaki genellemenin içinde olma nedenleridir!
MHP’li belediye Meclis üyelerimizin
Anavatan Partili…
Bağımsız…
Birden bire önergeler hazırlayarak gündeme geliyor olmaları…
Onların seçildikleri günden bugüne kadar büyük bir hırsla çalıştıkları anlamını çıkarıyor diyelim!
Dolayısı ile size hak verelim…
Ve öyle sürdürelim sözlerimizi…
Eleştiri kabul etmeyen ve eleştirildiler diye saldırıya geçenlere yandaşları gibi yalakalık kokan yazıları kaleme alarak yöneltelim düşüncemizi…
“Bugüne kadar büyük bir azim ve kararlılıkla çalışıp kendilerini seçip meclise taşıyan halka karşı borçlarını ödeyen Belediye Meclis üyelerimiz, verdikleri yüzlerce önerge ile bu konuda ne kadar aktif olduklarını ele güne göstermişlerdir! Son belediye meclis toplantısında da bugüne kadar sergiledikleri azim ve kararlılıktan taviz vermeyen üyeler, ezici çoğunluğa da sahip olmaları ile birlikte son derece akıllıca işler yapmış ve yapmaya devam edeceklerinin işaretini vermişlerdir!”
Haydi alkış!
Nerede alkış?
Hem de ayakta alkış!
Oldu mu şimdi?
Hoşunuza gitti mi?
Alkışlanmaya alışanlar ıslık duyunca ne yapacağını şaşırır…
Ben bu köşeden hep eleştirdim!
Eleştirmeye de devam ediyorum!
Bu köşenin genel amacı eleştiridir!
Yalakalık ve yağdanlık için danışma merkezlerini ve onların telefonlarını biliyorsunuz!
Adres yanlış yani!
Saldırı anlayışını bir tarafa bırakıp doğruyu yanlışı düşünmek için biraz zaman ayırın kendinize…
Karnaval konusunda her kesimin görüşüne saygılı olarak yer verdik!
Demokrasinin gereğidir bu!
Bu anlamda Belediye Meclis üyelerinden Nazım Körçeşme’nin de turizmcilerin de görüşlerini taşıdık gazetemize!
Körçeşme, dün olduğu gibi bugünde kendi muhalif çizgisi içerisinde düşüncelerini dile getirdi!
Getiriyor da…
Onu bu düşüncelerinden dolayı kınamak yanlış olacağı kadar bir başka kişinin düşüncelerini kınamakta hatalı ve yanlış bir davranış olacaktır!
Dün olduğu gibi bugünde aynı fikrin altını çiziyorum..:
Eleştiriyi kabul edin!
Doğru kapının anahtarı eleştirilerle olur!
Siyasetçi alkışlar kadar ıslıklara da hazır olmalı!
Aksi takdirde yalnızca ve yalnızca rezil olur!
Gördüğünüz gibi…
Sofra büyük..
Sofranın büyüklüğü iştahla alakalı değil…
İştah, sofranın büyüklüğü ile alakalı!
Kollarda sıvandı…
Sözün bittiği yer
Seçim için değil…
Her zaman, Kemer için çalışanlar…
Neredesiniz?
11 Şubat 2007