Yıllardır Kemer’de sorunların çözümü noktasında tek tıkanıklığın bir araya gelinememesi olduğunu vurguladık!
Her sorun için “beyin fırtınalarına” ihtiyaç var diyorduk!
Bu bir türlü yapılamadı!
Bu işin yapılabilmesi için birleştirici bir unsurun ortaya çıkması gerekiyordu!
Bunu yapabilecek yegane güç ise devlet!
Kemer Kaymakamı Sayın Seddar Yavuz, her ne kadar “Kimsenin elinde sihirli bir değnek yok” dese de..
Biz o sihirli değneğin varlığını bir süredir hissediyoruz!
Biz yıllardır Kemer’de dün yapılan toplantıları yapamıyorduk!
Farklı düşünceleri, ilçe menfaatleri çerçevesinde bir araya toplayamıyorduk!
Bunlar yapılmaya başladı ki…
Maalesef Kemer adına toplantı bile bir başarı…
İnsanların düşüncelerini özgürce ifade ederek, çözüm önerilerini dile getirebiliyor olmaları bir adım!
Aslında bir toplantı!
O kadar basit..
Zaman ayırmak ve ilgilenmekle ilgili bir durum!
Ama olmuyordu işte!
O nedenle başarı diyorum!
Bu toplantılar, yalnızca ulusal kampanyalar için değil, Kemer’in özellikle turizm sektöründeki sorunları aşabilmesi için de gerçekleştirilebilmeli!
Ve ben, Kaymakamımızın çabasıyla bunlarında yapılabileceğine inanıyorum!
Birkaç toplantı yada beyin fırtınaları ile elbette her şey güllük gülistanlık olmaz!
Ancak, her şey bir adımla başlar!
“İnsan yaşadıkça anlıyor ki, kendi kayığını kendin çekmezsen bir yerlere gidemiyorsun” diye bir söz vardır!
Mücadele etmeden, sorunların çözümü için fikirler üretmezsen ve bu fikirlerin hayata geçmesi için bir şeyler yapmazsan kimse senin adına bunları yapmak için çaba sarf etmez…
Kemer’de eğitimde yaşanan aksaklıklardan, çarşıdaki esnafın sorunlarına kadar herkesin, her sektörün, sorunlarını, sıkıntılarını aşabilmesi için, çaba sarf etmesi…
Ortak bir yol bulmak için adımlar atması gerekiyor!
Bunun için önce bir araya gelinerek sorunlar ortaya çıkmalı!
İlk etapta ilçe içerisinde çözülebilecek sorunlar, gerekli kurum ve kuruluşlarla ortak bir noktada buluşularak halledilebilmeli..
Sivil toplumun önemi burada çıkıyor ortaya!
Sivil toplum örgütlenmeleri, taban komisyonları oluşturabilmeli!
İşte, özellikle babamın, olsun diye uğraş verdiği fakat siyasi engellere uğrayan “Kent Konseyi” mücadelesi bu yüzden çıkmıştı ortaya!
Kent konseyleri, bugün il ve ilçelerin vazgeçilmezi olmalıdır!
Avrupa Birliği denilen kavram kent konseyleri gibi aktif sivil toplum hareketlerinin bir ürünüdür!
Her ülke demokrasilerini siyasi emelleri olmayan sivil toplum hareketlerinin güçlü yapıları ile temellendiriyor!
Biz bu konuda da geç kalmış değiliz…
Bugün, Kemer’de alt sektörleri temsil eden komisyonlar kurulabilir…
Halıcılar, kuyumcular, gümüşçüler, hediyelikçiler vs…
Yaptırım güçleri olmasa bile yaptırım gücü olan kurumlara kendi sorunlarını aktarabilirler…
Dün “Kitap kampanyası” konuşuldu!
Neticede insanlara kitap sevgisini aşılayabilmek ve daha çok kesimi okumaya teşvik edebilmek için yapılabileceklerin konuşulduğu bu toplantı iki saat sürdü….
Daha da üstüne gidilse 10 saat sürerdi!
Çok orijinal fikirlerde çıktı ortaya!
Hiçbir sorun aşılamayacak kadar büyük değil..
Yeter ki aşabilme hırsı, isteği azmi olsun!
“Nereye gittiğini bilen adama bütün dünya yol verir!…”
Kemer Kaymakamı Sayın Seddar Yavuz’a Kemer’de yaşattığı farklılık nedeni ile tekrar teşekkür ediyorum!
Umuyorum bu ve buna benzer toplantıların devamı geldiği gibi, bu beyin fırtınaları Kemer’de doğruya gidilen yolda kılavuz olur!
Sözün bittiği yer
Columbia Üniversitesi Rektörü Nicholas Murray Butler, öğrencilerine yaptığı bir konuşma sırasında şöyle der; “Dünya üç gurup insandan oluşur; Bir şeyi ortaya çıkaran ve yapan küçük bir şeçkin grup. Bir şeyin yapılmasını seyreden daha büyükçe başka bir grup. Ve neyin olup bittiğini bilmeden yaşayan muazzam bir kalabalık…”
17 Ocak 2008