Gazetemizin bugünkü manşetini gördünüz…
Kemer’in realitesi böyle bir tabloyu bizlerin önüne koyuyorsa, bizim bu tabloyu kamuoyu ile paylaşmamız lazım!
Ben olayı şöyle algılıyorum;
Devlet, siyasi mekanizmanın paylaşımsızlığını gözler önüne serecek bir yapının altına imza attı!
Böylelikle Devlet idaresinde ki püf noktaları gözler önüne serdi…
Devlet açıkça dedi ki; “Vatandaşa hizmet doğrultusunda kurulan sistem, herkesin idrak edemeyeceği kadar büyük bir hassasiyeti gerektirir! Bu hassas dengeyi koruyacak olan sistem bilgisi ile donatılan idari amirler gerekeni yapmak için tereddüt etmezler! Demokrasi seçilmişleri bazı hak ve sorumluluklara itmektedir. Ancak bu yönetim anlayışı ciddi bir deneyim ve bilgiyi en önemlisi lider olabilme özelliklerini taşıyacak bir siyasetçiyi ister”
Peki GATAB konusunda bugün gelinen noktada, bu ayrılıkçı tablo bizlere devlet hakimiyetini aratır bir pozisyon yaratmıyor mu?
GATAB’ta dün de seçilmişler vardı!
Peki, GATAB’ta dün var olan seçilmişler, başlarında bir devlet temsilcisi (Vali, Kaymakam) varken, bu noktaya gelebiliyorlar mıydı?
Hayır!..
Ortada “Demokrasi var!” diyenler, bana göre ciddi bir gerçeği kulak arkası ediyorlar. Demokrasi siyasetin gölgesi altında şekil kazanıyor… Önce demokrasiyi idrak etmek gerek, Demokrasi, Yunanca’da ki “Demos” (halk) ve “Kratos” (iktidar) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelir. “halkın iktidarı” anlamını taşır. Demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi, ya da halk egemenliğine dayalı yönetim şekli olarak tanımlanmakta. Ancak, bu tanım olabildiğince belirsiz, muğlaktır. Demokrasinin anlamı konusunda yeterince aydınlatıcı değildir.
Bu tanım, günümüzde demokratik olarak nitelenen ve birbirinden çok farklı uygulamalara sahip olan sistemleri ve ilkeleri değerlendirmek konusunda da yeterince açıklayıcı değildir.
Yani, Yusuf Üras’ın yapılan seçim sonucu Ak Parti desteği ile aldığı başkanlığa, Kemer Belediyesi ve Göynük Belediyesinin anti demokratik demeleri de doğal karşılanabilir. Çünkü, onlar Kemer’de hem nüfus, hem de GATAB’a kazandırılan para anlamında en fazla hakka sahip Belediye Başkanlıkları koltuklarında oturuyorlar! Ancak, iktidarın gücünü arkasına almış değiller. Onların kendi düşüncelerine göre demokrasi dışı bir durum içinde kalmışlıkları nasıl değerlendirilecek?
Ortada bu kadar soru ve sorun varken, Devlet sessizliğini korumaya devam ediyor!
Demokrasi dendi!
Buyurun Demokratik bir ortam diyor!
Bu demokratik ortamın doğurduğu sonuç ortada diyor!
İşte bu manada GATAB’ın başına demokrasi ortamının değil de siyasetin gelip oturduğu açıkça ortaya çıkıyor!
“Allah Devletimizi başımızdan eksik etmesin” diyen köylünün altın gibi değerli sözü gelip önümüze dikiliyor!
Bu sözün mantığını siyasi iktidarların oluşturduğu hükümetlerle, Devlet sistemini birbirinden ayırabilen zihniyetler kavrayabilir!
Siyasetle, Devletin uyumu bu mana da çokta mümkün olmaz!
Buna en büyük örnek Devlet makamının en tepesinde yer alan Cumhurbaşkanı ile Hükümetin başında yer alan iktidar partisi liderinin düşüncelerinde ki farklılıklardan da anlaşılır…
Çünkü, birisi Devlet, diğeri siyaset terbiyesi ile yetişmiştir!..
Bugün ortaya çıkan kaos, devlet sisteminin ve terbiyesinin yetiştirdiği idarecilerin, yönetiminde ki GATAB’ın bir seçilmişin yönetimine geçmesi nedeni ile oluşmuştur!
Ne demeli?
Bu yaşananları da gördükçe farklı düşünebilmek ne mümkün; “Allah Devletimizi başımızdan eksik etmesin”
Sözün bittiği yer
“Karar süreci doğru ya da yanlış cevaplara ulaşmak değil, etkili seçenekler arasından en etkili olanı seçmekdir… Marvin”
6 Haziran 2006 Saffet Yenigün